Page 93 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 93

Tasarruf                                                 81

                             Hafız Fikri Karabudak

            Abdurrahim Efendim Hazretleri bizi teşrif etmişlerdi. Her zaman
          olduğu  gibi  köylüler  bizim  eve  akın  ettiler.  Efendim  sohbet  edi-
          yordu. Sohbetin bir bölümünde “Allah ve Resulü’nün yoluna sıkı
          sıkıya sarılalım. Alimlere, ariflere dil uzatmayalım. Onların yaşan-
          tılarını  örnek  alalım.”  buyurdu.  Sonra  “Nakşıbendî Hazretleri’nin
          bir müridi varmış, bu mürid ihvanları ile sohbet ederken aniden öl-
          müş. Bu müridi de Şah-ı Nakşıbendî Hazretleri’nin tüm bağlıları çok
          severmiş. Müridler çok üzülmüşler, ağlamışlar. Nakşıbendî Hazret-
          leri de bu duruma çok üzülmüş. Belli bir süre sonra ne olmuşsa öldü
          denilen mürid  hayata  geri  dönmüş.”  dedi.  Efendim  Hazretleri  bu
          sohbetini tam bitirmişti ki odada bulunan Ciminli Hacı Eyüp “Al-
          lah” deyip yere yıkıldı:
              ˗  Ne oldu Efendim, cezbelendi mi?
              ˗  Yok, Hacı Eyüp öldü.
              ˗  Öldü mü?

              ˗  Vallahi öldü.
          O zaman, affedersiniz, Hacı Eyüp büyük abdestini ve küçük abdes-
          tini de altına kaçırdı. Eyüp Ağabey’i odadan aldılar, altını temizle-
          meye başladılar. O anda odada on beş yirmi kadar kişi vardı. Bunla-
          rın pek çoğu hâlâ hayattadır. Hacı Eyüp’ün ağzı kilitlendi, gözleri
          dışarı düştü. Başladık ağlamaya. Ne yapıyorsak Hacı Eyüp’ten ses
          yok! “Belki kalp krizi geçirmiştir” dedik. Çünkü çok ölü görmüş-
          tüm, yanımdakiler de öyleydi.
            Hacı Eyüp odanın ortasında yatıyor, biz ağlıyoruz. Fakat Efen-
          dim Hazretleri hiç oralı değildi ve ses de çıkarmıyordu. Ben “Ne
          yapacağız? Hacı Eyüp öldü.” deyince Efendim “Koş bir bardak su
          getir ve Hacı Eyüp’e içir.” buyurdu. Ben de koştum, bir bardak su
          getirdim. Ama Hacı Eyüp’ün dişleri kilitlenmişti. İçimden “Bu nasıl
          su içer!” diye söyleniyorum. Suyu tam Hacı Eyüp’ün ağzına döke-
          cektim ki Hacı Eyüp “hop” dedi ve doğruldu.
            Mecliste  bulunanlar  acayip  derecede  sevindiler.  Hacı  Eyüp’e
          “Ne  oldu?”  diye  sorduğumda  “Ne  oldu  ki  gardaş,  hiçbir  şey  ol-
   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98