Page 95 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 95
Tasarruf 83
Adnan Ünal
Efendim Hazretleri’ne henüz intisab etmemiştim. Ama amcaoğlu
Yaşar Ünal Ağabeyim benden çok evvel ders almıştı. Yaşar Ağabey
ders aldıktan yıllar sonra başında amansız bir ağrı peyda oldu.
Değişik doktorlara gitti, fakat bir çare bulunamadı.
1978 yılında Efendim Cimin(Üzümlü)’i teşrif etmiş ve Hafız
Fikri Ağabey’in evindeymiş. Biz de çarşıdaydık. Bir baktık Yaşar
Ağabey’in alnı yarılmış! Başından kanlar akarak yanımıza geldi.
Sebebini sorduğumuzda:
˗ Bahçeyi sularken bendi çevireyim istedim. Gölgede kalan
kayısı ağacını görememişim. Kafamı ağaca vurdum.
dedi. Yaşar Ağabey’i hemen sağlık ocağına götürdük. Başını
temizleyip sardılar. Çarşıya geri geldik. Yaşar Ağabey bana:
˗ Abdurrahim Efendim Cimin’de. Hemen ziyaretine gidelim.
dedi. O tarihte ben dersli olmadığım hâlde birlikte kaldığı eve gittik
ve Efendim’le görüştükten sonra bir kenara oturduk. Efendim Yaşar
Ağabey’in kafasını sarılı görünce:
˗ Hayrola Yaşar Efendi! Başına ne oldu?
diye sordu. Yaşar Ağabey durumunu anlattı. Efendim belli bir süre
durdu ve:
˗ Senin kafanda bir ağrı vardı değil mi?
diye sordu. Yaşar Ağabey:
˗ Evet Efendim.
deyince Efendim:
˗ Büyüklerimiz seni ameliyat etmişler. Geçmiş olsun. Ba-
şında artık ağrı olmaz.
buyurdu. O gün bu gündür amcaoğlunun kafasındaki ağrıdan eser
kalmadı.
Efendim bizleri terbiye etmek için bizi dertlerimizle uğraştırıyor,
kendisine sığındığımızda da dertlerimize derman oluyordu. Fakat
bunları bizlere kendini hiç göstermeden yaşatıyordu.