Page 173 - Salih Baba Divanı
P. 173
134
1- Azm-ı râh et: Bu yolda ka- Cân bülbülü ne ağlarsın kafeste
rar kıl. Azm-ı râh et bir gülşane var yüri 1-2
2- Gülşan: Gül bahçesi. Yandırdın derûnum her bir nefeste
3- Kûhistân: Dağlık yer. Ben bir yane sen bir yane var yüri
4- Hekim-i hâzıkân: Maharetli,
işinin ehli hekim. Hicrân göllerine atılamadım
5- Kerem: Lütuf, bağış. Kul olup hanlara satılamadım
6- Merdâne: Mertçe. Feleğin kahrından kurtulamadım
7- Semmî mâr: Zehirli yılan.
8- Bây: Zengin. Bir zamân da kûhistâne var yüri 3
9- Nezâfet ehli: Temizlik ehli.
10- Külhân: Serseri. Karşına almışken gonca gülünü
11- Edîbâne: Edeplilere yakışır N'oldu sana terk eyledin ilini
şekilde. Hele bir zamân da lâl et dilini
12- Dîvân: Huzur. Bir hekim-i hâzıkâne var yüri 4
13- Fizah: İnleme.
14- Püşt-ü penâh: Sığınılacak Ben çekemez iken kendi belâmı
yer. Sen açtın yürekte türlü yaramı
15- Mâh: Ay Beni de ağlatma eyle keremi
16- Murg-u cân: Can kuşu. 5
Himmet ehli bir merdâne var yüri 6
Bu garîb illerde kalma âvâre
Isırdırlar seni çok semmî mâre 7
Bulmak ister isen bu derde çâre
Kemâl ehli bir sultâna var yüri
Gönülden bây olup dilenci olma 8
Sıdk ile teslim ol yalancı olma
Nezâfet ehli ol külhâncı olma 9-10
Edîbâne ol dîvâne var yüri 11-12
Dergâh-ı Sâmî'de var kıl fizahı 13
Odur âşıkların püşt-ü penâhı 14
Zemînin kutbudur semânın mâhı 15
Sâmî gibi âlî-şâne var yüri
Salihem derdime dermânım Ol’dur
Gönlümün şehrinde sultânım Ol’dur
Hakîkatte şâh-ı merdânım Ol’dur
Murg-u cânım âsümâne var yüri 16
168