Page 175 - Salih Baba Divanı
P. 175
18- Himmetü'r-ricâl: Büyük him- Himmetü'r-ricâl sende 18
met sahibi evliya. Taklîü'l-cibâl sende 19
19- Taklîü'l-cibâl: Dağları yerin- Her türlü kemâl sende
den oynatan. İşbu arada sâkî 20
20- Ara: Bölge, mıntıka.
21- Enfas-ı Mesîha: Nefesi ile Sensin Yûsuf-u Kenân
ölülere hayat veren.
22- Mebde: Evvel, başlangıç. Hüsnüne cümle hayrân
23- Meâd: Ahiret. Sen beni eyle kurbân
24- Şâd etmek: Sevindirmek. Verme cellâda sâkî
25- Dil-i nâşâd: Kederli gönül.
26- Ergür: Erdir, eriştir. Kul eyle bu dergâha
27- Âbâda: İmar edilmiş. Ey enfâs-ı Mesîhâ 21
28- Dürr: İnci. Ümmet oluben şâha
29- Küşada: Açılmış. Geldim irşâda sâkî
30- Dârül-emân: Sığınılacak yer.
31- Ayn-ı îmân: Hakiki iman. Mebde ile meâdım 22-23
32- Nümâyân: Görünen, mey- Bilmekliğe mu'tâdım
danda. Şâd et dil-i nâşâdım
33- Vakt-i evhâd: Asrın önde 24-25
geleni, zamanın kutbu. Ergür âbâda sâkî 26-27
34- Hüsrân: Zarar, ziyan.
35- Ledünnî: İlahi sırlar. "Men âref" in sırrını
36- Vâridât: Sahip olunan şey- Sende buldum dürrini 28
ler. Hakîkatin bahrini
37- Evrâd: Vird. Eyle küşâda sâkî 29
38- Şefî: Şefaat eden.
39- Usât: Günahkârlar. Dârü'l-emân sendedir 30
40- Haşr-ı Kübrâ: Kıyâmet günü. Ayn-ı îmân sendedir 31
41- Ruhlar âleminin gizli sırları. Hak nümâyân sendedir
42- Levh ü kalem: Defter ve ka- 32
lem Vakt-i evhâda sâkî 33
43- Kemter: İtibarsız, noksan.
44- Bâb-ı Rızâ: Rıza kapısı. Varlık dağın delmeyen
Ağlar iken gülmeyen
Şeyhini Hak bilmeyen
Düşer hüsrâna sâkî 34
Ledünnî vâridâtın 35-36
İsm-i zâttır evrâdın 37
Şefîisin usâtın 38-39
Haşr-ı kübrâda sâkî 40
Esrâr-ı rûh-u âlem 41
Gönlündür levh ü kalem 42
Bir miskin kemter kulam 43
Bâb-ı rızâda sâkî 44
170