Page 9 - Dosta Doğru Dergisi 1. Sayı
P. 9

klerinin hayatı, usulüne uygun pirlerin yolunda yürü-       Dosta Doğru | 7
mektir. Bu yol elbette din ve dünya konusunda edindiği
bilgilerle servetin kişinin gözünde önemsenmemesi ve
hayatının manasını mesele etmesidir. Büyüklerin böyle
önemli yolu tamamen insanı tarikata yöneltir. Tarikat ve
tekke kültürünün temelinde insanoğlunun yaratılışına
uygun bir tarzda, onun diline ve idrakine seslenen soh-
bet, zikir ve ilahilerle seslenme çabası vardır. O yüzden
bugün halk arasında Yunus Emre kadar Mevlâna, Nas-
reddin Hoca kadar Dede Korkut, Hacı Bektaş Veli kadar
Hacı Bayram Veli seviliyor, anılıyor ve onların menkıbele-
ri, yaşama biçimleri dilden dile aktarılıyor. Bunların bize
anlattıklarının özü, aslında İslam’ın da özüdür: O yüzden
mecazi de olsa aşka gönül vermeliyiz; Hakk’ın kalbe te-
cellisi önemlidir. Kalp ancak hikmet ve irfan güneşiyle te-
mizlenebilir. Hikmet, ilmin mahiyetini araştırmaktır; irfan
ise ilmin üstünde sezerek anlayıştır, ilahi bir mevhibedir.
Bunun için Peygamberle ashab-ı kiramın hayatına oldu-
ğu kadar tarikat erbabının da yaşayışına bakmamız la-
zım. Onlar bize bazı özel yollar göstermiştir. Bunların ara-
sında üzerinde en çok durulan zikir yoludur. Zikir yolu,
en kestirme bir yol ise de, zikrin ne yolda yapılacağını iyi
bilmek lazımdır. “El kârda gönül yârda” sözü birçok şeyi
özetliyor. Maddeye gönül vermemeli, çünkü gönül Al-
lah’ın evi. Ne güzel söylemiş Yunus: “Gönül Çalabın tahtı”.
Hak ona baksın dersek, o temiz tutulmalı. Hak’tan gayrı
olan her şeyi terk etmek... Bu ne kadar mümkün ve ne
kadar güzel bir zorluk… Dünya metaından ilgiyi kesmek
demek, maddeye gönül vermemek, ona bağlanmamak
demektir; yoksa madde ile meşgul olmamak demek de-
ğildir. Sofî, herkes gibi umumî hayata karışacak, kendi işi-
ni ve başkalarının işlerini yapmaya çalışacak, mukadder-
se zengin olacak, hiçbir surette Hak’tan ayrılmayacaktır.
Fakat bütün bunlara gönlünü bağlamayacak, her şeyin
sahibini düşünülüp zikredilecek! Bizim kültürümüzde ila-
hiler ve evliya menkıbeleri bu hayati meşgaleyi öğretir.
Evliya rol modelidir. Tasavvufla ilgisi olmayan, evliya ter-
biyesi almayan ne zenginler büyük olur, ne de âlimler…
Bu bizim en temel kültür anlayışımızdır ve Padişahları-
mızla Beylerimiz bu yolda büyük olan evliyalara göster-
dikleri saygıyı kimseye göstermezler. Çünkü Allah yolunu
benimseyenlerin bu yolda değer kazandıkça ve takvaları
giderek geliştikçe, hayatları en büyük örnek olabilir.

   4. Bu günkü tasavvuf anlayışı nedir?
   Günümüz tasavvuf anlayışı, eski yıllara göre temel-
de aynı, ama bazı konularda biraz daha farklı olduğu-
nu söyleyebiliriz. Öncelikle Türkiye’den başka ülkelerin
hiç birinde görülmeyecek şekilde, tekke faaliyetlerinin
yasaklanması, pek çok aydınların gözünde tarikat faali-
yetlerinin yok olduğu gibi tuhaf ve yanlış bir telakki yay-
gınlaştı. Sanki resmen yasakların ruh terbiyesi olarak da
tarif edilen tarikat faaliyetlerinin tamamen yok olduğu
gibi bir kanaat oluştu. Tasavvuf faaliyetleri tekkelerin ka-
panmasıyla birlikte tarikat faaliyetinin de ledünni bir ka-

Mayıs 2013
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14