Page 14 - Dosta Doğru Dergisi 5. Sayı
P. 14
yanaşmış olmaları, onu tanımış olmaları, onun sohbetinde bulunmuş olmaları lazım. Malum İmam-ı
Azam Hazretleri, “Son iki yılım olmasaydı, bu Numan helak olmuştu.” buyurmuştur. Ondan evvel onun
da Cafer-i Sadık Hazretlerine bağlandığı bilinmektedir. İmam-ı Azam Hazretleri mürşide bağlandıktan
sonra mürşidin ne kadar gerekli olduğunu bu sözle bize bildiriyor. Ben şüpheci bir insanım, ispat
edilemeyecek şeylerden şüphe duyarım. Bana bir tabak sunulduğu zaman onun altını görmek isterim,
bana niçin uzatıldığını öğrenmek isterim. Bunca şüpheciliğime rağmen, bu zatlarda bir virgül, bir nokta
kadar hata bulamadım. Bu zatlar ne dedilerse bildiklerimizin, okuduklarımızın, duyduklarımızın çok
üstünde bir mana ifade ediyor. Eşyanın, hayvanın ruhu yok, insanın ruhu var. İnsan ruhunun bir
terbiyeciye ihtiyacı var, o ruhu mürşide teslim etmek lazım. Yani batne manasından bir lezzet almaya
başlamak lazım. “Şeriat, tarikat yoldur varana, hakikat manası ondan içeri” diyor Yunus. Ruhu,
hakikate götürmek için o zatlardan lezzet alarak bir noktaya varabilir, deryaya ulaşabilir. Deryaya
dalmak için mutlaka bir mürşide ulaşmak lazım. Bir su damlası denizden buharlaşır, bulut olur, rüzgarın
önene katılır gider, dağın tepesine düşer. Zamanla damlalar birleşir yer altından bir kaynak olur, o
kaynaklar birleşir dere olur, dere birleşir nehir olur fakat o nehir denize ulaşır. Denize ulaşana kadar o
nehir köpürür, taşar, kenarlarını yıkar, bir sürü macera olur. Denize ulaşınca tamam, aslına rücu eder.
İnsan da aslına etmeden önce bunun bilincinde olması lazım. Bunun için en kısa yol mürşittir. Allah'tan
gelen ruhun, Allah'a ulaşması için bir mürşid-i kamil şarttır. Ruhun aslına rücu edebilmesi için tertemiz
olması ve mürşidin terbiyesinden geçmesi gerekir.
Y.C. : Efendim çok teşekkür ederiz, sağ olun.
Dosta Doğru Mayıs 2014 13