Page 10 - Dosta Doğru Dergisi 5. Sayı
P. 10
Hazretlerinin bilinen görüntülerini bu arkadaşım bizim evde çekti.
Aradan birkaç gün geçti, ben her gittiğimde hanıma anlatıyorum. Hanım, Paşa Hazretlerinin
misafir kaldığı eve gidemediği için Paşa Hazretlerini görmek ve hizmet etmek amacıyla bizim eve davet
etmemi istedi. Fakat duydum ki Paşa Hazretleri'ni davet eden çok, hatta İstanbul'dan davet etmek için
bir heyet gelmiş, otelde bekliyor. Çanakkale'den bir heyet gelmiş, uçak biletlerini de açık olarak
almışlar Çanakkale'ye götürecekler. Dedim ki bizden evvel sıraya girmiş bir sürü insan var, sonra biz
dün bir bugün iki, bize niye gelsin. Hanıma, durumda davet edemeyeceğimi söyleyince, benim
gönlümden geçen bir istektir sen bir söyle dedi. Ben de peki dedim. Ama daha ben intisap etmemişim.
Fehmi Kuyumcu vasıtasıyla tanışmış olduğumuz Bayram SEZGİT Ağabey diye bir ağabeyimiz
vardı. Bayram Ağabey, Paşa Hazretlerini önceden tanımış, onun sohbetlerinde yetişmiş ve istidatlı bir
ağabeyimizdi. Adalet Bakanlığında kütüphane müdürüydü. Paşa Hazretlerine hizmetleri olmuş,
Bektaşi meşrepli, bir ağabeyimizdi. Paşa Dedemle rahat konuşabileceğini hissediyorum, ondan rica
ettim. O da hatmeden sonra uygun bir zamanda arz ederiz dedi. O arada Paşam da sohbet ediyor, diyor
ki; müride lazım olan biat etmektir, eğer o biat edip el tuttuktan sonra eğer onda noksanlık olursa o
mürşidin başına karlar yağsın, yani ondan sonrası sorumluluk mürşide aittir, demesi üzerine bu sözü
ben kendime alındım. Yani bir sürü endişeler; yapar mıyım, yapmaz mıyım, iyi mi olur, kötü mü olur diye
tabii endişeler var, aklımdan geçiyor. Böyle bir söz olunca sanki bana söylenmiş gibi geldi.
Onun üzerine ders alma durumları oldu, sırası geldi ve ev sahibi yine Diyanetten arkadaşı olan
60 yaşın üzerinde, sünnet sakallı, halim selim, güzel bir insanın ders alacağını söyledi. Efendim,
balkonda beklesin de sırası gelince yaparız, dedi. Paşam sanki ona birdenbire sahip çıkmadı gibi geldi
bana. Çünkü onun çok müsait bir görünümü var, kendisi belli ki hoca, Diyanet'te görevli. Bunun üzerine
kendi kendime; bir az önce siz buyurdunuz ki bir müride lazım olan el tutmaktır, ondan sonra
olacakların hepsinden mürşit sorumludur. Eğer siz tezekten de sanat eseri çıkarma ustalığında iseniz
o geldi size teslim dedik, elimizi uzattık. Reddetmedi, dersimizi verdi; o adam orada beklerken bize ders
verdi. Bunun üzerine Bektaşi meşrep dediğimiz Bayram Ağabey soru sordu: Efendim; anlayamadığım
için bu soruyu sormak zorunda hissediyorum kendimi, o çok mübarek görümü olan; mesleği, yaşı,
Dosta Doğru Mayıs 2014 9