Page 11 - Dosta Doğru Dergisi 5. Sayı
P. 11

görünümü itibariyle bir zat, böyle bir insan ders
           almak  için  talip  oluyor,  onu  balkonda
           bekletiyorsunuz,  üç  dört  gündür  gelen  adamı
           ders  almadığı  halde  hatmeye  alıyorsunuz  ve
           hemen  ders  veriyorsunuz.  Bu  neyin  nesidir?
           Paşa  Hazretleri  (burada,  gençlerimizin  dikkat
           etmesini isterim, o zaman ben 39 yaşımdayım)
           şunu buyurdu: Bize gençler lazım. 60-70 yaşını
           geçmiş  bir  insan  zaten  bir  melanet  işleme
           şansını  kaybetmiştir,  hovardalık  yapamaz,
           kumar  oynasa  aklı  ermez,  içki  içse  midesi
           kaldırmaz,  ölüm  korkusu  da  gelmiş  içine
           çökmüş, bu adam gelmiş ders alıyor, bu o kadar
           mühim değil –hiç mühim demiyor ama bir genç
           kadar mühim değil-  bir de bu adam dese ki ben
           falan yerde bir zat var, gittim ondan ders aldım,
           şöyle şöyle güzel diye anlatsa onu dinleyenler
           der  ki,  biz  de  senin  yaşına  gelince  gideriz
           inşallah,  diye  aklından  geçirir.  Ama  bir  genç   Efendim  bizde.”  dedim.  Baktım  hanım  hiç
           sönmeyen  bir  meşale  gibidir.  O  yaşında          sevinmedi,  o  kadar  arzuyla  isteyen  hanım
           hovardalık yapabilecek, kumar oynayabilecek,         sevinmedi.”  Ne  oldu  hanım  söylediğimi
           içki  içebilecek,  her  şeyi  yapabilecek  bir       duymadın mı acaba? Paşa Dedem üç gün sonra
           insanken  bunları  atmak  suretiyle  bir  bedel      bize  gelecek,  davetimizi  kabul  etti.”  “Çok
           ödemiş,  bir;  ikincisi  de  bir  yerde  konuştuğu   sevindim,  sevinmedim  değil  ama  bu  üç  gün
           zaman orayı aydınlatır.                              içerisinde hazırlıklarımızı yetiştirebilecek miyiz?
                                                                Yeğeninin üç gün sonra Büyük Ankara Oteli'nde
                     Gencecik  adam,  her  şeyi  terk  etmiş,   düğünü  olacak,  sağdıcı  sensin,  bütün  işi  ben
           böyle bir yola girmiş, niye biz yapmayalım bunu      organize  edeceğim,  üstelik  –o  zaman  maddi
           gibi  bir  misal  olur  diye  evvela  gençleri,  o   durumumuz çok iyi değil- kıyafetimi de kendim
           parıldayan  meşaleleri  tercih  ederiz.  Ayrıca      dikiyorum ve daha yarım, bunu da yetiştirmek
           onun  senedi  bizim  içimizde  zaten  dedi.  Ders    zorundayım.” “Üç gün sonra değil de altı gün
           almadan niye hatmeye sokuyorsun sorusunun            sonra gelecek olsa ne kadar rahat olurdu. Ama
           cevabı  olarak  onun  kaydı  zaten  bizim  içimize   her şeyi terk ederiz yine de misafirimizi kabul
           geçmiş. Sorma bize, bitmiş onun işi. O zaman         ederiz.”
           ben  hüngür  hüngür  ağlamaya  başladım.  Bir
           insan layık olduğunu düşünemediği bir mükâfat               Evden  iş  yerime  geldim,  masama
           karşısında  kendisini  tutamıyor.  Orada  biz        oturdum,  telefonum  çaldı.  Açtım,  hiç
           hakikaten hislendik.                                 tanımadığım  bir  ses;  “Tevfik  Bey'le  mi
                  Daha sonra o zat (Bayram SEZGİT) dedi         görüşüyorum?”  dedi.  “Evet”  dedim.  “Paşa
           ki;  Tevfik  Bey  sizi  evine  davet  ediyor,  acaba   Dedemin  size  bir  mesajını  iletmek  istiyorum,
           lütfeder  misiniz?  Düşündü  ve  “Üç  gün  sonra     Paşa  Dedem,  size  vaat  ettiği  günden  üç  gün
           ondayız.”  dedi.  Aman,  ben  nasıl  sevindim,  o    sonra  gelecek.”  dedi.  Dört  gün  değil,  iki  gün
           sevinçle geldim, adeta koşarak eve girdim ve         değil üç gün sonra gelecek, bunlar yaşanmış
           “Hanım, senin arzun kabul edildi, üç gün sonra       şeyler.  Eve  gelince  hanıma  söyledik,  tabii





           10                                                                        Mayıs 2014   Dosta Doğru
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16