Page 116 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 116
110 Gönlümüz Beraber
Benzer şekilde bir hadise de Nisan 1991 yılında İncek Tek-
kesi açıldığında yaşandı. İlk günlerdi. Efendim’in salonda yere serili
bir postu vardı, onun üzerinde oturuyordu. Tekke’de çay, yemek,
oturma, girme çıkma gibi düzenler yeni oturuyordu.
Bir akşam Efendim ders veriyordu. Salon da oldukça kala-
balıktı. Baktım ders verirken Efendim dudaklarını diliyle ıslatı-
yordu. “Mübarek susadı galiba!” dedim. Ama daha önce hizmetinde
bulunmadığım için “Su getirsem nasıl olur? Acaba ters olur mu?”
gibi bir düşünce aldı beni. Sonra dayanamadım, yerimden kalktım,
“geri geri çıkarak küçük odadan çay ocağına doğru gideyim” dedim.
Fakat küçük odada Hayrettin Ağabey’le karşılaştım. Ona:
˗ Ağabey, ben hizmeti bilmiyorum. Efendim susamış gibi gö-
rünüyor. Ona bir bardak su götürsem nasıl olur?
dedim. Hayrettin Ağabey:
˗ Boş ver, gerek yok.
dedi. Bu arada odadan çay ocağına doğru koridora yönelmiştim.
Tekke’de duvarlara ses sistemi kurulmuştu. Odalar, koridor ve mut-
fakta hoparlörler vardı. O anda Efendim’in hoparlörden sesi du-
yuldu:
˗ Mehmet Ali Beyim, bir bardak su getir.
Ben de koridorda olduğum hâlde sanki karşısındayım gibi:
˗ Baş üstüne Efendim.
dedim ve bir bardak su götürüp usulünce bardağı önüne koydum. Bu
tarihten itibaren gönlümüze nasıl getirdiyse, öyle hizmet etmeye ça-
lıştık. Bazen aşırıya kaçarsak “ifrat ile tefrite kaçma” diyerek dü-
zeltme yapıyordu.
Köseli Muhsin Hadisesi
Efendim’in Erzincan’ı Ağustos 1993’te teşrif edişlerinde
gerçekleşen teveccüh sonrası dışarıdan gelenler memleketlerine
döndüler. Tekke’de Erzincan’ın yerlileri, eski ihvanlar ve yakın ak-