Page 111 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 111

Ruhumuz Beraber                                         105

          Orada anlaşmışlar. Bunun üzerine bizimkileri onların kaldığı bara-
          kaya gönderdik.

          Efendim’le Nikâh ve Nişan günü
                 O gece hatme sonrası Tekke’de yattım. Gece rüyamda Mev-
          levî  semazenlerin  çimlerin  üzerinde  döndüklerini  ve  çimleri  hor-
          tumla suladıklarını gördüm. Ertesi sabah amcaoğlu geldi ve “Kalk
          gidiyoruz” dedi. Arabasına bindim.
              ˗  Nereye gidiyoruz?
          diye sordum.
              ˗  Yüzük almaya.
          diye cevap verdi. Sonra Reyhan kuyumcusuna gidip arabadan indik.
          Ablamlar da başka arabayla oraya gelmişler. Kuyumcudan müstak-
          bel nişanlımla yüzük seçip aldık. Peşinden dört yolda bulunan çar-
          şıya nişan elbisesi almaya gittik. Damatlık elbise, nişan kıyafeti der-
          ken alışverişi tamamlayıp amcaoğlunun evine gittik.
                 Depremde onların evleri yıkılmamış, kendi evlerinde kalı-
          yorlardı. Eve varınca duydum ki Efendim nikâhı kıymaya gelecek-
          miş. Ben şok oldum. Kendi kendime “Nasıl olabilir?” dedim. Efen-
          dim  normalde  Tekke’de  nikâh  kıyardı.  O  gün  sabahtan  itibaren
          bende yeme içme kesildi. Bu gibi durumlarla ilgili olarak “nikâh
          tuttu” derler. Ağzıma hiçbir şey alamıyorum.
                 Efendim  kız  evine  gelecek  diye  bekliyoruz.  Abdurrahim
          Efendim’in Avni Efendim’in nikâhını kıymadan evvel çiftin dersini
          tazelediğini daha önce duymuştum. İçimden “Ben de ders tazele-
          meyi isteyeyim” dedim. Sonra Efendim teşrif etti.

                 Müstakbel eşimin tüm akrabaları, dayısı, eniştesi, amcası,
          dedesi ve bizler vardık. Efendim Remzi Hoca’yı da yanında getir-
          mişti. Görüşme yapıldıktan sonra yemek için yer sofrası kuruldu. Ev
          sahibinin ikramları var, yiyoruz. Efendim beni yanına oturttu. Di-
          zime sofra bezini çekmeye başladı. Ben de utandım, kendim çeke-
          yim dedim. Efendim:
              ˗  Çek elini! Ben çekerim.
   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116