Page 113 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 113
Ruhumuz Beraber 107
dedi ve nikâhımız kıyıldı. Efendim de duasını etti ve elini öptük. Ev
sahibi çayları getirdi. Efendim biraz sohbet etti ve akşam vakti yak-
laşmıştı.
˗ Biz kalkalım. Bugün kandil gecesi. Tekke kalabalıktır.
dedi ve ayrıldı.
8 Eylül 1992 Salı gününü Çarşamba gününe bağlayan gece
Mevlid Kandili gecesiydi. Akşamdan sonra biz de evden çıkıp
dergâha gittik. O gece bizimkiler amcaoğlunun evinde, ben ise
dergâhta kaldım. Ertesi gün oldu. Efendim Cimin’e gidecekmiş,
beni, ailemi ve müstakbel eşimin ailesini de davet etti. Böylece biz
Erzincan’dan ayrılmadan önce iki aile daha fazla görüşme ve ta-
nışma imkânı bulmuş oldu. Sonra veda edip memlekete geri döndük.
Bu tarihten altı ay sonra düğünümüzü yaptık ve hayatımızda
önemli bir safha açılmış oldu.
İstanbul’da Hastane Ziyareti
Bir gün Efendim Hazretleri’nin rahatsızlanıp hastaneye kal-
dırıldığını duyduk. Yeni evli zamanlarımızdaydı. Hanıma “Haydi
beraber ziyarete gidelim” dedim. İstanbul’a vardık. Dolmuş, otobüs
Esenlerdeki Özel Hayat Hastanesi’ne vardık. Efendim orada yoktu.
Telefon edip Avcılar’daki Özel Anadolu Hastanesinde olduğunu öğ-
rendik ve oyalanmadan yine dolmuş, tramvay hastaneye geçtik.
Efendim’in odasını bulduk. Yatakta oturur vaziyette ayakla-
rını uzatmış dinleniyordu. Bize hoş geldiniz dedi. Sonra Avni Efen-
dim çay verdi. Mübareğin ayağı şişmiş, onu anlatıyordu. “Şöyle
oldu, yürüyemedim. İstemedim ama bana bırakmadılar, buraya ge-
tirdiler.” diye anlatırken gittim, ayaklarından hafifçe tutup elinden
öptüm.
˗ Efendim, hastalığınızı bize verin.
dedim. Efendim bir anda ciddileşti, hafifçe doğruldu ve:
˗ Ben zaten sizin hastalığınızı üzerime alıyorum. Nasıl vere-
yim? Benim işim gücüm yok, oturuyorum. Sizler lazımsı-
nız.