Page 178 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 178

172                                         Gönlümüz Beraber

              ˗  Efendim’e  bir  şey  verecektim.  Hacı  Anne,  ne  olur,  çok
                 önemli!
          dedim. Tarikatta Hacı Anneler çok önemlidir, ama eğer ulaşabilir-
          sen. Birçok mürid hata ettiklerinde onların sâyelerinde affedilmiş-
          lerdir. Bu konuda Taptuk Emre’nin hanımının Yunus Emre’ye des-
          teği gibi birçok hikâye anlatılır.
                 Böyle  söyleyince  güldü.  Hacı  Annem  bana  “Bizim  deli
          Memmet!” derdi.
              ˗  Hadi gel, ben derem.
          dedi ve beni hâne-i saadete aldı. Hâne-i saadet dediğim yer, girince
          gördüm, aslında küçük bir yatak odasıymış.

          Derviş Odası
                 Mübareğe akşam yemeği yemesi için hazırlık yapıyorlardı.
          Yalnız odaya girer girmez şoke oldum. Sanki bir zaman tünelinden
          geçmiştim. Bir Selçuklu veya Osmanlı dervişhânesine girdim zan-
          nettim. Kendimi öyle bir yerde buldum. Oda büyük değildi. Tava-
          nında düşük vatlı, çok ışık vermeyen sarı bir lamba vardı. Çift kişilik
          bir karyola, yanında yer minderi, önüne serilmiş puantiye basmalı
          küçük bir sofra bezi ve üzerinde tahtadan ayaklı bir sini vardı. Efen-
          dim’in sinisinin üzerinde şöyle çay tabağı büyüklüğündeki bir kapta
          yemeği, bir parça da kepekli ekmek duruyordu.
                 Ben  Efendim’i  bıraktım,  gözüm  bunlara  takıldı.  İhvanlar
          aşağıda  çeşit  çeşit  çorbaları,  etli  yemekleri,  turşuları,  tatlıları  bol
          kepçe götürüyorlardı. Efendim’in önüne baktım, tam bir derviş sof-
          rası. Doğru dürüst yiyecek bir şey yok. Yani böyle kalakaldım. Mü-
          bareğin önünde evleri teşrif ettiğinde ikram edilen yemeklerden hiç
          eser yok. Meğerse oralarda ihvanlardan ayrı kalmamak için onlarla
          birlikte yemeğe oturuyormuş, onu anladım. Efendim bana baktı, şaş-
          kınlığıma hafif gülümsedi ve:
              ˗  Beyim otur. Sen de yemekten alır mısın? Ama yağsız, tuz-
                 suz. Yersen!
          dedi. Baktım, ne yiyeceğim? Zaten toplam birkaç kaşık yemek var
          tabakta, nasıl alacağım?
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183