Page 191 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 191

Ruhumuz Beraber                                         185

          dedim. Efendim:
              ˗  Öyle muhabbet olmaz. Üç kişi gerçekten cezbeye geldiyse,
                 geri kalanlar taklit ediyorlardı. Böyle muhabbet mi olur?
          dedi. Sonra bana doğru dönüp:
              ˗  Sen buraya gelenlerin hepsini ihvan mı sanıyorsun?

          dedi. Açıkçası ben Efendim’in bu sözünü işitinceye kadar Tekke’de
          bulunan herkesin her koşulda hikmetli, kerametli insanlar oldukla-
          rına inanıyordum ve onlara karşı “Ver elini, öpeyim. Uzat ayağını,
          öpeyim” çabasındayım. Oluşan anlaşmazlıklarda hep kendimi hak-
          sız görüyordum. Bu kelamı Hazret-i Pîr’den başkası deseydi inan-
          mazdım.
                 Bu hâlimden dolayı bazen bazı olaylarla karşılaştığımda işin
          içinden çıkamıyor ve kabız hâli yaşıyordum. Böyle bir olay sonra-
          sında Efendim’e:
              ˗  Efendim, bazen bir ihvan bir şey nakledince gönlümde ağır-
                 lık yapıyor. Bunun nedeni nedir? Bende bir mesele mi var?
          dedim. Efendim de:
              ˗  Sohbet ağırlık yapmaz. O konuşan nefsinden konuşuyordur.
          demişti.
          Sonra mübarek sözlerine devam edip:
              ˗  Kimisi “uydum kalabalığa” deyip geliyor, kimisi “desinler”
                 diye geliyor, kimisi “Buraya gelenlerden bir yer, bir maddi-
                 yat istifade eder miyim!” diye geliyor. Tabii Allah rızası için
                 gelenler de var.
          dedi. Bunu duyunca resmen iliklerim dondu. Efendim yine:
              ˗  Kör görmez, ama hisseder. Cemaat ne kadar kalabalık olursa
                 olsun, onların arasındaki ihvanı tanırız.
          dedi. O zaman “Ben acaba bu kalabalıkta hangi sınıftayım?” diye
          düşünmeden edemedim. Cenâb-ı Hakk korku ile ümit arasında ol-
          mamızı nasip etsin, Efendim’in rabıtasını gözümüzde daim kılsın,
          aşkını, muhabbetini gönlümüzden eksiltmesin, elimizi de eteğinden
          kaydırmasın. Âmin.
   186   187   188   189   190   191   192   193   194   195   196