Page 206 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 206
200 Gönlümüz Beraber
˗ Gönlünün sahibi var. Sen ne yapabilirsin? Yönelebilseydin
de yönelseydin!
dedi.
Bu ne işler Yâ Rabbi! Efendim beni Peygamber Efendi-
miz’in huzuruna yalnız gönderdi, yönelemedim. Şimdi de “elinde
değil” diyor.
Sonra Efendim Ravza-i Mutahhara’yı tanıttı ve Osmanlı za-
manında yapılan ilave inşaatları gösterdi.
Eve döndük. Biraz istirahatten sonra akşam namazı için tek-
rar Ravza’ya geldik. Akşam namazından yatsı namazına kadar
Ravza’da oturduk. Ankara’da “Orada bir yere atarsın” diye isim yaz-
dıran ihvanların kâğıdı elime geçti. Efendim’den müsaade alıp
Ravza’nın tam karşısında bu kâğıtta yazılı olan isimleri Efendim du-
yacak şekilde tek tek sesli olarak okudum. Her okuduğum ismi Efen-
dim dikkatlice dinledi ve her isimden sonra “Hı” dedi.
Tekke’de Sohbetler
Ertesi sabah Efendim kahvaltıya teşrif etti. Nedense Eyüp
Amca Efendim’in diyeti ile ilgili bizim ihvanlara söyleyip getirttik-
lerimizi saklamak ve Efendim’in diyetini bozmak için elinden geleni
yapıyordu. “Efendi aslında her şeyi yer, numara yapıyor.” diyordu.
Efendim:
˗ Biz yiyemeyiz, perhizimiz var.
dedikçe, Eyüp Amca:
˗ Şu etin, şu pilavın tadına bir bak Efendim!
diye ısrar ediyordu. Bize de artık gülmek düşüyordu. Efendim’in ya-
nında Eyüp Amca bir taraftan oğlu Ahmet’e boyun masajı yaptırı-
yor, bir taraftan da çocuk gibi Efendim’e naz yapıyordu. Bize bunlar
komedi gibi geliyordu ve ben sürekli gülüyordum.
Klimalı odada kahvaltı yaptıktan sonra Efendim güzelce sa-
kalını taradı, sonra sohbete başladı. Sohbet sırasında 1978 yılında
eski ihvanlardan Fehmi Ağabeyler ile hacca gidişlerini detaylı bir
şekilde anlattı. “Sınırdan çıkış yapamamışlar, sınır kapısında olan