Page 39 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 39

Ruhumuz Beraber                                          33

              ˗  He, domates.
          dedi. Aslında biz de köyde büyümedik, ama köylü çocuğuyuz. Do-
          matesin, biberin, patlıcanın, kabağın fidelerini görünce tanırız. Mu-
          habbet olsun, muhataplık yapalım diye konuşmuştuk.
                 Biz  çalışmaya  devam  ettik.  Az  sonra  Efendim  Hazretleri
          Tekke’den çıktı, yanımıza geldi, selam verdi ve benim çalıştığım
          yerde durdu. O anda çapaladığım fideyi gösterip:
              ˗  Bu nedir?
          dedi. Efendim zahiren de çiftçi, ziraatçı. O fidenin ne fidesi oldu-
          ğunu hiç bilmez mi? Ben şimdi kabak desem ukalâlık olacak, ses-
          lenmesem de uygun olmayacak. O anda şaşkınlıkla:
              ˗  Avni Efendim dedi ki kabakmış!
          dedim. Tebessüm etti, hafifçe kafa salladı ve gitti.

                 O anda Efendim’e kabak diye cevap vererek ortaya atlamak
          istemedim. Çünkü daha önce sohbetlerde “Evliyaullah bir soru sor-
          duğunda ona sanki o bilmiyormuş gibi değil de onun bildiğini his-
          settirerek, durumu arz eder mahiyette ve mahviyetle cevap vermek
          gerektiğini” işitmiştik.

          Tepecik’te Günlerimiz
                 Tekke ile Tepecik köyünün Tekke tarafındaki çıkışı arası
          stabilize yoldu. Kamyon kasalarında toplanmış irili ufaklı taşlar ge-
          tirdiler. Efrahim Amca ile birlikte ihvanlarla bu taşları yollara döşe-
          dik. Çalışırken mübarek Tekke’de hizmet etmenin manevi faydala-
          rından ve hizmet etmek suretiyle elde edilecek olan himmetlerden
          bahsederek çok muhabbetli bir şekilde sohbet etmişti. Bu çalışmalar
          sırasında paydos edilince namazlarımızı kılıyor, yemeklerimizi yi-
          yor ve tekrar işe koyuluyorduk. Sonraki yıllarda Tekke’de yapılacak
          iş kalmadı. Tekke’ye sürekli olarak ziyaretçiler geliyordu. Onlara
          çay ve yemek servis etmek, çöpleri toplamak gibi hizmetlerin dı-
          şında bol bol sohbet dinliyor ve çok enteresan insanlarla karşılaşı-
          yorduk.
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44