Page 40 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 40

34                                          Gönlümüz Beraber

          Dede Paşamın Tebliğ Halifesi
                 Bir keresinde Doğu illerinden -Bitlis veya Muş olabilir- ge-
          len ve birkaç gündür Tekke’de kalan bir kişiyle karşılaştık. Tavırla-
          rından Tekke’ye aşina olan birisi olmadığı ve şaşkın bir hâli olduğu
          anlaşılıyordu. Biz özellikle hiç tanımadığımız ihvanlarla tanışmak,
          hasbihâl etmek, dertleşmek ve muhabbet etmek istiyorduk. Böyle-
          likle ne cevherlerle karşılaşmışızdır. Tanışma ve çay çorba içme sü-
          reçlerinden sonra yeni tanıştığımız bu Ağabeyimiz bize Tekke’de
          kalma hikâyesini anlattı. Kendisinin psikiyatrik bir rahatsızlığı var-
          mış. Çok uzun yıllar tedavi görmüş, tüm ailesi dağılmış. Kendi ca-
          nına kıyacak hâle gelince yakınları “O bölgede bir şeyh efendi var.
          Elindeki baston ile dua edince Allah’ın izniyle hastalar şifâ bulu-
          yor.”  deyip  onu  sözünü  ettikleri  mübareğe  götürmüşler.  Artık  bu
          mübarek nasıl dua etti, neler okudu ve hangi aralıklarla bu işlemleri
          uyguladı, bilmiyoruz. Ancak Ağabeyimiz “Belli bir süre sonra üze-
          rindeki tüm yükün anasından doğduğu gün gibi kalktığını, iyileşti-
          ğini ve normal hayatına döndüğünü” söyledi. Bu Ağabey, tabii iyi-
          leşmesine vesile olan mübareğin peşini bırakmamış ve bir gün ona:
              ˗  Efendim, bana şifâya vesile oldunuz. Sizden ders almak is-
                 tiyorum.
          demiş. Mübarek de:
              ˗  Ben Bayburtlu Dede Paşa Hazretleri’nin halifesiyim. Ama
                 asıl irşâd halifesi İstanbul’dadır. Git, onu bul. O zamanımı-
                 zın kutbudur. Ondan ders al.
          buyurmuş. Bu Ağabey Tepeciğe geliş hikâyesini anlatmaya şöyle
          devam etti:
              ˗  Ben de sorarak burayı buldum. Üç gün oldu geleli. Abdur-
                 rahim Efendim’den ders aldım. Bana “Biraz Tekke’de kal,
                 çorbasını  iç,  şifâ  olur.  Sonra  memleketine  dönersin”  bu-
                 yurdu. Ben de birkaç gündür buradayım. Burası değişik bir
                 âlemmiş. Allah’ıma çok şükür, bana Efendi Hazretlerini ta-
                 nımayı nasip etti.
                 Tepecik’e  her  gidişimizde  bunun  gibi  bize  çok  şey  katan
          muamelelere ve olaylara şahit oluyorduk.
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45