Page 49 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 49

Ruhumuz Beraber                                          43

          Son cümleyi duyar duymaz içerideki odada sohbeti dinleyen Fehmi
          Ağabey’in “Hayrettin! Sor, Paşamın diğer halifeleri kimlermiş?” de-
          diğini duydum. Tabii Hayrettin Ağabey soramadı ve sohbet devam
          etti. Sonra hatme yapıldı. Yıllar sonra Tepecik’te karşılaştığımız bi-
          risinin Dede Paşa Hazretleri’nin bir tebliğ halifesiyle ilgili hatırası
          önceki bölümde verilmiştir.

          Cebeci İhvan Evi ve Demetevler Elif Sitesi Kahvaltı Daveti
                 Öğrencilik yıllarımızdan 1987-1991 arasında yurt haricinde
          Cebeci Dede Efendi Sokağı’ndaki ihvan evinde kalıyorduk. Evin iki
          küçük odası ve mutfağı vardı. Kapısı kilitli olmayan, itince açılan bu
          ev öğrenci olan, gurbetten gelen, muhabbet etmek isteyen tüm ihva-
          nın uğrak yeriydi.
                 Girişte bir kenarda cam kâse vardı, eline para geçen oraya
          koyardı. Acıkan oradan para alıp bakkaldan salça, yumurta, ekmek
          alır,  mutfakta  pişirir  ve  oradakilerle  yerdi.  Sürekli  muhabbeti  ve
          demi olan bir haneydi. Ali, Zafer Ağabey, Harun Hoca, Ramazan
          Ağabey, Nadim Ağabey, Şaban Ağabey ve Benliler de o dönemde
          oraya takılırlardı. Birlikte hatme yapar, sabahlara kadar muhabbet
          ederdik.
                 1988 yılının yaz aylarıydı. Hazret-i Pîr Ankara’yı teşrif etti.
          Cumhur Ağabey’in Demetevler Öz Elif Sitesi’ndeki 24 numaralı da-
          iresinde kalıyordu. Ramazan Ağabey’in diğer bloktaki 61 numaralı
          dairesinde ise akşam sohbet ediliyor ve hatme okunuyordu. Düşü-
          nüyorum  da  o  küçücük  eve  Ankara’nın  tüm  ihvanı  sığıyordu  ve
          Efendim teveccühü de orada yapıyordu.
                 Akşamları Ramazan Ağabey’in evine gidiyoruz, sohbet din-
          liyoruz ve elimizdeki fişli, kablolu kocaman teyp ile sohbetleri kay-
          detmeye çalışıyoruz. Günlerimiz böyle ayaklarımız yere basmadan
          geçiyordu. Bir gün sabah kalktık, Nadim Ağabey ve Şaban Ağa-
          bey’le salçalı yumurta yiyoruz. Ben:
              ˗  Efendim Ankara’da, biz ise burada akşamı bekliyoruz. Niye
                 gündüz de yanına gitmiyoruz? Sadece Elif’teki Ağabeyler
                 mi istifade edecekler?
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54