Page 51 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 51

Ruhumuz Beraber                                          45

              ˗  Git kardeşim. Buraya niye geldin? Efendim istirahat ediyor.
                 Akşam yan bloğa gel.
          deyip kapıyı çat diye yüzüme kapadı. Ben de öyle şaşırdım ki don-
          dum kaldım. Efendim’i görmeye gelmiş, fakat kovulmuştum. Ser-
          sem gibi aşağıya indim. Baktım Nadim Ağabey’le Şaban Ağabey
          kıkır kıkır gülüyorlar. “Ne oldu?” diye benimle dalga geçmeye baş-
          ladılar. Ben de kaldırıma oturdum, bir güzel ağladım.
                 Efendim  çarşı  sohbetlerini  Necatibey  Caddesi’ndeki  Bo-
          ral’da yapıyordu. Ertesi gün Boral’a gittik. Efendim henüz teşrif et-
          memişti. Cumhur Ağabeyi gördüm ve ona sinirli bir şekilde:
              ˗  Siz kapınıza gelen ihvanı nasıl kovarsınız?
          dedim. O da “ne oldu” deyince olayı anlattım:
              ˗  Gardaş, kovanı niye Efendi bilmiyorsun?
          dedi. Ben de -daha evvel hiç düşünmemiştim- aniden:
              ˗  Sen kovulanı niye Efendi bilmiyorsun?
          dedim. Cumhur Ağabey dondu kaldı ve içeriye gitti. Sonra Efendim
          teşrif etti. Sohbet edildi ve hatme okundu. Artık dağılıyoruz. Baktım
          Cumhur Ağabey kapının orada bekliyor. “Gardaş, bir dakika gel-
          sene!” deyip beni bir kenara çekti ve:
              ˗  Kimseye söyleme! Yarın sabah 10.00’da eve gel. Seni Efen-
                 dim’le kahvaltıya davet ediyorum.
          dedi. “Tamam  Ağabey”  dedim.  Sabah  kimseye  demeden  Elif  Si-
          tesi’ne gittim ve zile bastım. Kapıyı Cumhur Ağabey açtı.
              ˗  Hoş geldin gardaş.
          deyip beni içeri aldı. Baktım küçük bir ev. İçeride de hane halkından
          başka kimse yok. Ortaya bir sini koyulmuş, kahvaltı hazırlığı var.
          Nevaleler içeriden getirilip sininin üzerine koyuluyor. Sonra Efen-
          dim teşrif etti. Yüreğim böyle yerinden çıkıyordu. Sanki Efendim’e
          zahiren ilk defa bu kadar mahrem yakınlaşmıştım.
              ˗  Hoş gelmişsin beyim.
          dedi. Avucunun içini öptüm. Bana sofrada yer gösterdi. Ama heye-
          candan elim ayağım titriyor. Kahvaltı için kendisine hazırlanan do-
          mates, salatalık gibi kahvaltılıkları önüme sürüyor, ikram ediyordu.
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56