Page 47 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 47
Ruhumuz Beraber 41
˗ Yoo.
˗ Baba sen bana kızdın mı?
˗ Ne bileyim. Hani hafta sonu gelirsin diye beklemiştim.
˗ Baba niye demedin? Deseydin gelirdim.
˗ Yok, bir şey yok. Efendim’e selam söyle.
Babam bu sözleri söyledikten sonra telefonu kapattı. Anladığım ka-
darıyla babam o hafta sonu gelmemizi bekliyormuş, gitmeyince de
gönül koymuş. Hâlbuki babam Efendim’e karşı muhabbetimin ol-
masından rahatsız olacak birisi de değildir.
Neyse, aradan 5-6 ay gibi bir vakit geçti. Manifaturacılık ya-
pan rahmetli Akif Ağabeyimiz vardı. İstanbul’a alışverişe giderken
babama uğruyor ve:
˗ İstanbul’a gelir misin, bana arkadaş olur musun?
diyor. O da:
˗ Olur, gidelim.
diye cevap veriyor. Babamın arabasını eve bırakıyorlar. Akif Ağa-
bey’le beraber İstanbul’a ziyarete gidiyorlar. Akif Ağabey alışveri-
şini yapıyor, sonra babamla beraber dergâha varıyorlar. Babam
Efendim’le görüşüyor. Sonra Efendim “gel” deyip babamı yanına
oturtuyor ve ona:
˗ Filanca tarihte Mehmet Ali Bey geldi de ona “Niye buraya
geldin, memleketine gitmedin” diye kızdım.
diyor. Sonra babam “Estağfurullah Efendim!” demiş, daha da bir şey
diyememiş. Mübareğin tabii burada bir hassasiyeti var. Gönül âle-
minde olanları biliyor ve aile ilişkilerine de dikkat ediyordu. Evliya-
ullah bunları kerametini göstermek için değil, müridini terbiye et-
mek için yapıyordu.