Page 50 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 50
44 Gönlümüz Beraber
dedim. Nadim Ağabey:
˗ Doğru söylüyorsun. Biz de orada olmalıyız.
dedi. Ben:
˗ Gitsek nasıl olur, kabul ederler mi?
Arkadaşlar:
˗ Tabii, niye kabul etmesinler? İhvan bunlar. Büyük bir mem-
nuniyetle içeri alırlar.
dediler. Ben de:
˗ Hadi öyleyse gidelim.
dedim. Yola çıktık. Meğerse bunlar benimle oynuyorlarmış. Başıma
gelecekleri bilerek, “Bakalım ne olacak?” diye bana gaz vermişler.
Niyetlerini sonradan anladım.
Nihâyet dolmuşla, otobüsle Elif Sitesi’ne vardık. Apart-
mana gireceğiz. Nadim Ağabey’le Şaban Ağabey:
˗ Sen çık. Bizim biraz işimiz var. Biz sonra geliriz.
dediler. Ben de:
˗ İyi o zaman!
deyip yukarı kata çıktım ve 24 numaralı evin kapı zilini çaldım. Son-
radan Cumhur Ağabey’in eniştesi Mustafa Ağabey olduğunu öğren-
diğim iri gözlüklü birisi kapıyı yarım açtı ve gözlüğünü eliyle orta-
sından tutup gözlerine iyice yerleştirerek:
˗ Ne var!
dedi. Mutafa Ağabey kapıyı böyle soğuk bir şekilde açınca ben de
“yanlış geldim galiba” diye düşünüp:
˗ Burası Cumhur Ağabey’in evi mi?
dedim. Ağabeyimiz:
˗ Evet.
dedi. Bunun üzerine ben:
˗ Efendim’i görmeye geldik.
dedim. Ağabeyimiz de: