Page 98 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 98

92                                          Gönlümüz Beraber

          dedi. Bunun üzerine Efendim bana baktı, gülüp içeri girdi. Aynada
          kendime baktığımda hakikaten gülünç bir durumda olduğumu fark
          ettim.
                                      ***
                 Bir  keresinde  Efendim’le  birlikte  Zafer  Ağabey’in  araba-
          sıyla İncek’e gideceğiz. Yolda giderken:
              ˗  Efendim, bir mürid mürşidine karşı hata işlerse, onu kırarsa,
                 müridin affedilme şansı var mı?
          diye sordum. Efendim soruma şu şekilde cevap verdi:
              ˗  Hacı Bayram geçenlerde geldi, bizi rahatsız etti. Avrupa’da
                 gitmiş, müsaadesiz ders vermiş. Buna ondan sonra kızdık.
                 “Affet Efendim” dedi. Ama meczup işte! Fakat müridde iki
                 şey  olursa  affolunur:  Bir  “ilmine,  güzelliğine,  soyuna  so-
                 puna, bilgisine, makamına, hiçbir şeyine güvenmeyecek”.
                 İki “kedi gibi olacak”.
          dedi. Hatta bunu anlatırken döndü ve bana eliyle tırmalama işareti
          yaptı. Sonra sözlerine şu şekilde devam etti:
              ˗  Kedi  gibi  olacaksın.  Kapıdan  atsalar  bacadan  gireceksin.
                 Dövseler, sövseler bu kapıdan ayağını çekmeyeceksin. Eğer
                 bu ikisi müridde olursa, mürşidi onu affeder.
          Belli bir süre sükût gittik. Sonra:
              ˗  Efendim bağışlayın! Sizin sohbetlerinizi dinliyorum, emir-
                 lerinize uymaya çalışıyorum. Fakat başaramıyorum, size la-
                 yık olamıyorum.  Ne kadar gayret göstersem de hata işle-
                 mekten geri kalmıyorum, yine hata işliyorum. Efendim, ben
                 ne yapacağım, hâlim ne olacak?
          dedim. Efendim:
              ˗  Rabıtandan utan. Hiç mi sohbet dinlemiyorsun?
          buyurdu. Ben de boynumu büküp sükûta geçtim. Mahvolmuştum.
          Biraz sonra Efendim:
              ˗  Canım, bizde pehlivan basar da basılır da. Eğer nefsine karşı
                 yenilirsen şehit, yenersen gazi sevabı verirler.”
          dedi. Bu şekilde İncek’e vardık.
   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103