Page 97 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 97

Ruhumuz Beraber                                          91

          Teveccüh Günü
                 O gün oldukça hareketli bir gün yaşadık, müridlik imtihanı
          başladı. Öğleden sonra hanımlar sohbetine gitti, akşamda teveccüh
          yapılacak yere akşam sohbetine geçti. Oradan da evimize döndük.

                 Biraz  istirahatten  sonra  gece  teheccüd  namazına  kalktık.
          Sonra Efendim hazırlandı, teveccüh banyosunu yaptırdık. Önceden
          banyo sobasını yakıp suyu ısıtmıştık. Mübarek çıktı, ben banyonun
          kapısında  bekliyorum.  Elimdeki  havluyla  göğsünü, sırtını  kurula-
          dım. Belinde şöyle çok güzel sarılmış bir havlu vardı. Görüntü o ka-
          dar güzeldi ki!… Efendim’de hafif bir göbek vardı, göğsü hafif kıl-
          lıydı ve çok tatlı bir görünümü vardı. Efendim kurulandıktan sonra
          içeri gitti, üstünü giydi, cübbesiyle birlikte arabaya bindi. 25 Mayıs
          1990 Cuma sabahı teveccüh yapılmak üzere Abdurrahman Ağabey-
          lerin akrabalarının evine gittik.
                 Efendim sohbet sonrası teveccühe başlamadan abdest alı-
          yordu. Bu amaçla bir kenarda leğen içerisinde Efendim’in abdest
          suyu bekletiliyordu.  Teveccüh bitince de aynı yerde Efendim’in at-
          letini değiştirdik, kendisini havluyla kuruladık ve Efendim istirahat
          edip teveccüh yemeği yemek üzere odadan ayrıldı.

                 Sonra mübarek biraz daha teveccüh yerinde kaldı. Dışarıdan
          gelen ihvanlarla görüştü. Bahçeli bir ev olduğu için herkesin muhab-
          beti yerindeydi. Şahsi eşyalarını bizim evden aldıktan sonra Mazhar
          Ağabey’in arabasıyla ayrıldılar.


          Fırça Zamanları
                 Efendim’e müritlik sorusunu sorduktan sonra zorlu bir im-
          tihandan geçirdi. Sonuçta boyumuzun ölçüsünü aldık. Fırça zaman-
          ları başladı.
                 İncek’e Efendim’in yanına giderken hep beyaz gömlek gi-
          yerdim. Bir keresinde çalışırken üstüm başım yüzüm gözüm çamur-
          larla dolmuş. Paydos sonrası bir an Ertan:
              ˗  Efendim, şunun hâline bak! Yazık, affet.
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102