Page 345 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 345
340 Gülden Bülbüllere
— Bu incirleri al.
— Yok oğlum, almam.
— Efendi bu incirleri al ki beni kölelikten kurtarırsın. Eğer sen
bu incirleri alırsan ağam beni azat edecek, kurtulacağım.
— Oğlum sen kölelikten kurtulacaksın ama ben nefsime köle
olacağım. Benim zararım seninkinden daha büyük olur, demiş al-
mamış.
Şimdi böyle nefsin arzularını terk etmeyince insan terakki ede-
bilir mi?
Yalnız bizim tarikatımız riyazet tarikatı değildir. Bizim tarika-
tımız da daima vûdû (abdestli olmak), lokmada ihtiyat, bir de hıfz-ı
nispet var.
Bir müridin ruhunun terakkisi için daima vûdû abdestli olacak.
Şeriatımızda da zaten daima abdestli olmak ibadete hazır yönelmiş
demektir.
Mesela abdestli olan bir kimse bir cenaze var, namazı kılınıyor,
abdestli olursa cenazeyi kılar. Ondan bir sevap alır, bir âmel işle-
miş olur. Bir yere gitti Kur’an okunuyor, mevlit okunuyor, abdesti
varsa hemen oturur, onu dinler. Abdestli olunca herhangi bir âmele
hazır demektir. Daima vûdû abdestli olmak Müslümanın ma’nevî
silahıdır.
Ondan sonra lokmada ihtiyat vardır. Helal kazanıp helal yiye-
cek, şüpehattan -şüpheli şeylerden de- kaçınacak. Bir şey var bili-
yor ki helal, bir şeyi de biliyor ki haram. Helali yiyecek, haramı
yemeyecek. Bir şey de var ki helal mi haram mı bilmiyor şüphe
ediyor. Ondan da kaçınacak, onu yemeyecek.
Şimdi bu zamanımızda şüpehat değil de haramdan da kaçıp kur-
tulamıyoruz ama haramdan kaçacağız. Haramdan kaçmazsak o
zaman günahtan korkmuyoruz demektir. Günahtan da korkmazsak
Allah bize gadap eder.
Haramdan kaçıyorsak demek ki o zaman günahtan korkuyoruz.
Günahtan korkunca da Allah bize gadap etmez.