Page 347 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 347
342 Gülden Bülbüllere
Bu kelâm buyrulmuşsa, demek ki bu zamanımızda tarikatı ol-
mayanın yanında tarikattan da bahsetmeyeceğiz. Muhabbetimizi de
gizleyeceğiz. Nasıl ki kelâm-ı kibârda:
Köpürüp kapağını atma derviş
Sabreyle pişip kemale eriş
Şimdi bu cezbe her ne kadar ihvanlar arasında oluyor. Ama ih-
van olmayan yerlerde diyelim ki camide cezbelenip bağırmayın,
böyle bir şey yapmayın. Hiç bu elimizde mi?
Biraz sa’y edeceksiniz, çaba harcayacaksınız. Onunla da müca-
dele yapacaksınız. Yani gelen cezbeyle de mücadele yapacaksınız.
Böyle kendi kendine bırakırsanız tabii patlar gelir. Ama onu anla-
dınız ki size bir muhabbet sardı, ne yapacaksınız? Camide oturu-
yorsanız kalkar dışarı çıkarsınız veyahut da etrafınıza bakarsınız
burada kimler var acaba diye onunla meşgul olup kendinizi dağıt-
maya çalışırsınız. Demek ki hıfz-ı nispette insan muhabbetini giz-
leyecek hıfz edecek.
İşte bu nispeti muhafaza etmek iki kısım: Biri işte tarikatı ol-
mayanların yanında tarikatını muhabbetini gizleyecektir. Biri de
muhabbetine zarar veren şeylerden sakınacaktır. Muhabbeti de
rabıta sahibi olmaktır. Onun için bir rabıta sahibi, bir ehl-i muhab-
bet bunu nasıl muhafaza edecek? Zaten lokması helal olacak ki
nispetini muhafaza etsin, bir de nadanlara muhaliflere karşı mu-
habbetini gizleyecek. Niye bak buyuruyor ki:
Ârifin Hakk iledir, Hakk’tır özü
Anların kıblesidir şeyhin yüzü
Kavm-i Nemrudîler istemez bizi
Bakın tarikatı, cezbeyi, meşayihi tenkit edenler kimlerdir? On-
lar Nemrut kavmindendir, diyor. Çünkü Hakk’ı inkâr eden ne olur?
Münkir olur, inkârcı olur, küfre girer. Ama burada yanlış anlaşıl-
masın:
Ârifin Hakk iledir, Hakk’tır özü
Anların kıblesidir şeyhin yüzü

