Page 60 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 60
Tasavvuf Sohbetleri 5 55
Hab-ı gafletteydim uyandım
Cümle esmalardan renge boyandım
Bab-ı müsemmada kaldım dayandım
Azalarım ah u figan eyledi,
Bu da insanlar Cenâb-ı Hakk’ın esma nurunu görürler isimler-
den, sıfat nurunu görürler cisimlerden, fakat hepsinden geçerler. En
son insanda Allah’ın sıfat nurunda ise,
Bab-ı müsemmada kaldım dayandım
En çetin yer orasıdır. Orayı da geçtiği zaman insan varlığından
kurtuluyor. O zaman ‘vasıl-ı illallah’ oluyor. Allah’ta fani oluyor.
Tekrar yine varlığına dönüyor. Oradan geçiyor yine varlığına ge-
lince o zaman onu ifade ediyor ki:
Bular ruhu musaffadır ki cem’ül-ceme varmışlar
Cem’iden farka gelmişler vekil-i Mustafadır pir
Onun için insanlarda nefs-i emmare, nefs-i levvame, nefs-i
mülhime; bunlar noksan sıfatlardır. Ama insan mutmainneye ge-
çince noksan sıfatından kemal sıfata geçiyor. O zaman gafletten
uyanıyor. Gaflet gömleğini yırtıp atıyor.
1
Zaten bak Cenâb-ı Hakk: “Ela zikrillahi tatmainnel kulub ”
“Ancak sizin kalbiniz zikrullah ile mutmain olur.” Zikrullah’tan
başka bir şey kalbinizi doyurmaz.
Kalp, zikrullah ile doyunca o kalbe daha başka bir şey girmiyor.
Allah’tan başka o kalpte başka bir şey yok. O kalp, o insan Allah’ı
daha unutmuyor. Allah’tan gafil olmuyor ki noksan bir iş işlesin,
hata işlesin, günah işlesin.
Bizim ancak noksanlığımız gaflettendir, gafletten doğuyor. Za-
ten büyük noksanımız gafletimizdir. Gafletten kurtulmadıktan son-
ra her bir noksanlık bizde görülür, bulunur, işlenir, yapılır. Ama
gafletten kurtulan için daha noksanlık kalmıyor.
1 Ra’d, 13/28.