Page 62 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 62

Tasavvuf Sohbetleri 5                                    57

            Demek ki mesela bir binayı düşünecek olursak binaya kapıdan
          bir giriş var. O kapıdan içeriye bir giriş daha var, oradan içeriye bir
          giriş daha var. Dört tane böyle kapı var. Bu dördüncü kapıdan içeri
          girince kapı kapanıyor, oradan insan daha geri gelemiyor, çıkamı-
          yor.
            Ama öbür kapılar açık öbürlerinden yine geri çıkılabiliyor. Ama
          o  dördüncü  kapıdan  geçtiği  zaman  kapı  kapanıyor,  daha  oradan
          çıkamıyor.
            Nefs-i mutmainneye geçince insan nefsinden, şeytandan beraat
          ediyor. Şeytan ona zaten bir zarar veremiyor. O zaman nefsi de ona
          dost oluyor.
            Nefis ölmez. Nefis terbiye olur. Nefis ölünce insandan beşeriyet
          de olmaz. Yemek olmaz, içmek olmaz, uyku olmaz.
            Nefis terbiye olunca, nefis Müslüman oluyor, ruha tâbî oluyor,
          ruha köle oluyor. Bu sefer nefis ruha hizmetçi oluyor.
            Nefis terbiye olmadığı müddetçe, nefis ıslah olmadığı müddetçe
          insanlarda kutsal makamlar var, buralara nefis hâkimdir. İnsanlarda
          göbekten  yukarıda  kutsal  makamlar  var.  Bunlara  nefis  hâkimdir
          ama nefis ıslah olunca bunlardan el çekiyor, aşağıya iniyor. Bunları
          ruha teslim ediyor. Teslim etmese de ruh onlardan teslim alıyor.
            İşte tarikatın özelliği, meşayihin kutsiyeti budur.
                 Cemi-i kalb-i uşşaka veren nur u ziyadır pir
            Kalb-i uşşak ne? Bir meşayihin ne kadar müridi varsa onların
          kalbinde bir Allah sevgisi, aşkı vardır. Onlara kim vermiştir o aşkı,
          o sevgiyi?
                 Cemi-i kalb-i uşşaka veren nur u ziyadır pir
            Evliyaullah  vasıtasıyla,  Evliyaullah  onların  kalbine nur  u ziya
          Allah’ın feyzini, Allah’ın sevgisini, Allah’ın nurunu veriyor. Mü-
          ritlerin kalbine veriyor ki o zaman Allah’ın nuru, nur u ziya yani
          esma nuru, sıfat nuru bunlar tecelli ediyorsa, insanın kalbinde ne
          olur? Onun kalbinden her şey çıkar, bir arzu kalmaz. Daha bir arzu
          kalmayınca, Allah’tan başka bir insanın arzusu kalmazsa o daha ne
          yapabilir? Hiçbir kusur işleyemez.
   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67