Page 64 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 64

Tasavvuf Sohbetleri 5                                    59

            — Bakın Süleyman aleyhisselam bize mektup göndermiş kendi
          dinini  teklif  ediyor.  Bunun  dini  de  haktır,  kendisi  de  Peygam-
          ber’dir. Çok güçlüdür, kuvvetlidir. Biz bunu kabul etmezsek gelir
          bizi  kırar,  çoluğumuzu  çocuğumuzu  ondan  sonra  malımızı  alır,
          tarumar,  yağma  eder.  Malımız  da  gider,  canımız  da  gider.  Gelin
          kabul edelim, deyince halkı hücum etmiş:
            — Sen ne demek istiyorsun. Babamızın, dedemizin bize verdiği
          malı, biz ölürüz de dinimizden dönmeyiz.
            Bunu görünce Belkıs sözünü çeviriyor.
            — Ben sizi sınadım, diyor.
            Ondan sonra Belkıs, Süleyman aleyhisselama bu sefer dostluk,
          anlaşmak için bir elçisi ile beraber bir hediye altın külçesi gönderi-
          yor. Cenâb-ı Hakk tarafından Cebrail aleyhisselam hemen gidiyor,
          o elçinin külçeyi getirmekte olduğu Süleyman aleyhisselama haber
          veriyor.  Süleyman aleyhisselam o gelen Belkıs’ın hediyesinin kıy-
          metini yok etmek için kıymetten düşürmek için cinlere ifritlere em-
          rediyor hemen nerede ne kadar varsa dünya üzerinde, arz üzerinde
          yerin  altında  üstünde  define  hazine  altınları  toplayıp  getiriyorlar.
          Eritip kerpiç döküyorlar. Bir sahayı kerpiçle dolduruyorlar. Emre-
          diyor kuşlar o kerpiç altınların üstüne pisliyorlar, kirletiyorlar.
            Belkıs’ın gelen elçisi altın külçesi getiriyor ya nasıl ki bir sah-
          rayı  böyle  altın  kerpiçten  dökülmüş  tozlanmış  kirlenmiş,  kuşlar
          pislemiş  görünce  o  hediyeyi  utandığından  aşikâr  edip  veremiyor,
          geri dönüp gidiyor.
            Elçi, durum böyle böyle, diyor. Belkıs sonra Müslüman oluyor.
          Süleyman aleyhisselam Belkıs’ın köşkünü getirtiyor.
            Bakın getirmesinde de bir sır, esrar var. Süleyman aleyhisselam
          bir Peygamber, Cenâb-ı Hakk ta ki insi, cinni bütün karada, deniz-
          de, havada canlı ne varsa hepsini onun emrine vermiş. Karıncaya
          kadar hepsi onun emrinde olduğu halde kendisi Belkıs’ın köşkünü
          getiremiyor.
            — Kim getirecek Belkıs’ın köşkünü, diye emrettiği zaman.
            İşte orada cinler, ifritler hareketliler. İfrit, cinlerin daha büyük-
          leri, güçlüleri var.
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69