Page 65 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 65
60 Gülden Bülbüllere
— Biz getiririz, diyorlar.
— Kim tez getirecek?
Bunlar orada yarışa giriyorlar. Herkes orada maharetini söylüyor.
— Ben bir saatte getiririm.
Birisi diyor ki:
— Kırk dakikada getiririm. Birisi otuz dakikaya getiririm. Birisi
on dakikaya getiririm. Beş dakikaya getiririm, diyor
Böyle tenzil ediyorlar, aşağıya iniyorlar. En son ifrit diyor ki:
— Efendim sultanım sen oturduğun yerden -makamı varmış
oturuyormuş- aşağıya in bir de yerine çıkıncaya kadar ben Bel-
kıs’ın köşkünü getiririm, diyor.
Asaf bin Belhiya (Berahya) da Süleyman aleyhisselamın baş
veziri. O da böyle Süleyman aleyhisselamın yanında oturuyormuş,
başını eğmiş dinliyor.
En son ifrit dedikten sonra Asaf bin Belhiya başveziri.
— Efendim niye zahmet çekiyorsun, aşağıya iniyorsun? İnme
aşağıya, yerinde otur diyor. Tarfatileyn -sen gözünü aç yum- bura-
da Belkis’ın köşkünü bulursun, diyor.
Süleyman aleyhisselam gözünü açmış yummuş köşk gelmiş.
Kim getirdi? Asaf bin Belhiya, Benî İsrail velilerindendir.
Şimdi köşkü getirmiş kendisi Süleyman aleyhisselamdan gücü
fazla mıymış? Aslında Süleyman aleyhisselamın himmetidir. Sü-
leyman aleyhisselamdan almış olduğu bir güçle onu getiriyor.
İşte Süleyman aleyhisselamın bir de binek kuşu varmış. Binek
kuşu ile istediği zamanlarda binip o kuşla geziyormuş. Bir gün
kuşa demiş:
— Al beni çıkabildiğin kadar semaya çıkart.
Emir, kuş almış semaya çıkıyor, derhal yükseliyor. Yükseldikçe
o mübarek de yeri gözlüyor, bakıyor. Tabii bir cisimden insan
uzaklaştıkça cisim küçülür, yaklaştıkça cisim büyüyor. Dünyadan
yükseldikçe dünya toparlanıyor. Sonra bir cismin hangi parçası
büyükse o görünür, küçüğü görünmez.