Page 68 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 68
Tasavvuf Sohbetleri 5 63
Hâlbuki gaflette olmayan kimdir? Cenâb-ı Hakk: “Ricalün la
4
tülhihim ticaretün vela bey’un ‘an zikrillah ” ayet-i kerimesinde
buyuruyor, “benim öyle kullarım var ki onların ticaretleri zikirleri-
ne mani olmaz.” Onlar ticaret yaparken de beni zikrederler, alırken,
verirken, yerken, içerken, otururken, kalkarken, yatarken beni zik-
rederler.
Bunlar kimdir? Ancak nefs-i mutmainneye dâhil olanlardır.
Nefs-i emmare zaten küfür sıfatıdır. Nefs-i levvamede de yine
küfüre yakın olan bir sıfattır ve nefs-i levvamede çok kınama ya-
par, çok nefis insanla uğraşır, çok mücadele vardır.
Tasavvufta, tarikatta en çetin hâl levvamedir. Oradan mülhime-
ye geçince biraz hafifliyor, rahatlıyor. Ama yine de nefsinden emin
olamıyor, nefis ona bir tuzak kurabilir. Nasıl ki o çiftçi tuzağı kur-
muş avını tuzağa düşürüyorsa, nefsinde bir tuzağı vardır, tuzağa
düşürür.
Mutmainneye geçince nefsi daha düşmanlığı kaldırıyor, ona
dost oluyor.
Nefsi dost olmak demek, nefis ruhuna teslim oluyor. O kutsal
makamlar diyor ki gel sen bunlara layıksın, bunları idare eden sen-
sin. Bunlar senin makamın, gel sen bu makamlara sahip ol. Sen bu
cesedi idare et, ben sana köle hizmetçi olurum. O zaman ne olu-
yormuş?
Bak insanlarda nefsin letaif makamları var.
Kalp; insanların sol memesinin altında kalbi var, bunun cismi
de var. Ufacık bir güvercin yumurtası kadar bir et parçası yürek
dedikleri kalp.
Bir de insanların sağ memesinin dört parmak aşağısında ruhun
bir makamı var. Bunun cismi yok, makamı var.
Bir de sır var. Sır, insanların sol memesinin dört parmak yuka-
rısındadır. O da kutsal bir makamdır, onun da cismi yoktur.
4 Nûr, 24/37.