Page 191 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 191
Gülden Bülbüllere
lar, (hak mezheptir) Şafî ile amel ederler fakat Hanefi ile amel
edemezler.
Şafî ile her ne kadar amel etseler bile Hanefi mezhebi ser (önde
gelen) mezheptir. Ser mezhep olduğunu onlar da kabul ediyorlar.
Çünkü niye?
İmam-ı Şafî, İmam-ı Azam’dan daha alimdi diyemezler ki.
İmam-ı Azam hepsinin hocasıdır. İmam-ı Azam’dan daha iyi üstün
bir alim, içtihatçıların içerisine gelmemiş ki. İmam-ı Azam hepsi-
nin hocası olduğu için, hepsinden daha üstün olduğu için Peygam-
ber Efendimiz onu methetmiş; İslam’ın nurudur, güneşidir. Onun
kadar bir alim gelmemiş ki onun ser mezhep olduğunu takdir etme-
sinler, ederler.
Şafî mezhebinden birisi İmam-ı Azam’ın mezhebini takdir eder.
Mezheplerde böyle olduğu gibi tarikatların da hepsi haktır. Ama
tarikatlardan Nakşibendi Tarikatı hepsinin makbulüdür. Hepsinin
üstünüdür.
Niye?
Bak Peygamber Efendimiz, “Bütün kapılar kapansın yarıgarım
Ebu Bekir’in kapısı açık kalsın.” buyurmuş. (GB4)
...
Nakşibendi halifelerinden Sadeddin Kaşgarî Hazretlerinin za-
manında oluyor. Kendisi de evladı Resulden, çok da insan irşat
ediyor. Muhammed Şemseddin-i Rucî Hazretleri ona gelmiş ve
halifesi olmuş, çok alim ve genç yaştadır. Onun da gönlüne bir
tarikat sevdası düşmüş, bir meşayih sevdası var. Ama daha henüz
tanımadan evvel mürşit arıyor, çok aramış, aramış, neticede Kaşgar
vilayetine gelmiş. Orada:
—Burada tarikat var mıdır? Meşayih var mıdır? diye sormuş.
Orada demişler:
—Cehri zikir yaptıran Nurettin Havafî isimli bir zahir meşayihi
varmış.