Page 142 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 142

Aşk ve Mahviyet                                                     137
          sana bir gün verilecek. Ama nasıl bir nimet ki o nimet, itimat edin ki
          en büyük kapı, en büyük nimettir.
          Erken vermiyorlar, çırpın çırpın dur, vermiyorlar. Yani erken istese de
          zaten eline geçmez de mühim olan,
          Nimetim benim buradadır, er geç buradan verilecek demek ve onunla
          çırpınmasıdır.
          Öyleyse başka bir yere gitmek mi? Veyahut da onunkisi bana burada
          artık  bir  şey  vermeyecekler,  bir  şey  sahibi  olmayacağım  demek  mi
          olur? Yok.
          Niye buyrulmuş ki,
                        Yâ kabz et rûhumu ya aç bu râhı
          Peki, bırakıp kaçsaydı; niye öyle demiş?
          Mademki “ya kabzet ruhumu ya da bu râhı aç” diyor. Öyleyse demek
          ki bırakıp gitseydi, bunu niye böyle demiş? Yani sabırsızlığından mı
          demiş? Yok.
          Artık son demine gelmiş.
          Mesela bak şimdi orada soba yanıyor, sıcağı buraya az vuruyor, değil
          mi?  İnsan  yaklaştıkça  onun  sıcağı  çoğalır,  yaklaştıkça  çoğalır.  Ta  ki
          onun içine girinceye kadar. Girdikten sonra, yandıktan sonra, ne sıcağı
          kalır, ne meşakkati ne de bir şeyi kalır.
          Ama gerçi o biliyor,
                        Bir yerde ki gül yoktur o gülşâneye varmam
                              Hem sohbet-i pîr olmadığı hâneye varmam
                              Aşk ehlinin ahvâlini pervâneye sormam
          Nasıl  pervane,  kepenek  (kelebek)  ateşe  kendini  bile  bile  atıyor,  onu
          yakıyor, demek ki aşk ehli de aşktan her ne kadar o hararet kızdırsa
          bile yine ondan kaçamıyor, oradan dönemiyor. Yine oraya gidiyor.
          Ama o aşk ona,
                        Aşk’tır beni avare eyleyen
                        Aşk’tır beni ser candan eyleyen
                        Aşk’tır beni zarı zarı ağlatan
   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147