Page 184 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 184
Aşk ve Mahviyet 179
Cenabı Hak şanına, “Levlâke levlâk lemâ halaktul eflâk” buyuruyor.
Habibim ben seni halk etmeseydim bu varlıkları halk etmeyecektim.
Varlık deyince, sadece insanlar değil melekler, cinler daha da başka
mükevvenâtı diyor.
Mükevvenât ne demek? Mükevvenât, mesela cisim olarak gösteren
canlı veya cansız varlıklar. Bir de görünmeyenler var.
Mesela cemadat; yer, yerlerde olanlar.
Semavat, semavatta göklerde olanlar.
Bunlardan bizim haberimiz var mı? Yok.
Evet, yerlerde olanlardan haberimiz var da yer cisminde olanlardan
bildiklerimizden çok bilmediklerimiz var. Neler var yerlerde? Her şey
yerden, bütün bitkiler yerden, topraktan bitiyor.
Mükevvenât deyince üçe ayrılıyor. Mükevvenât, Allah’ın halk ettikleri.
Cemadat, yer cinsi; nebatat, bitkiler; mahlukat da canlılar.
Bu canlılar nerede var? Sadece biz miyiz canlılar?
Bütün arz üzerinde en ufak böcekten en büyük hayvana kadar
düşünün, bunların hepsi mahlukattır. Denizde, karada, havada da bu
canlılar var.
Bunları kim için halk etmiş? Cenabı Hak, “Levlâke levlâk ve mâ
halaktü’l eflâk” buyuruyor.
Peygamber Efendimiz ne buyuruyor?
Mîraç yapıyor, Mîraç’ta Cenabı Hak bize ayetle bildiriyor: “Habibim
sen bana iki kaşın yaklaştığı kadar yaklaştın.” buyuruyor. Fakat
Peygamber Efendimiz ne buyuruyor? “Ben bu kadar yükseldiğime
rağmen Rabbimin marifetini bilemedim.”
Biz nereden bileceğiz? Ama bizlerde olan yine ona ait.
Künh-i Zât'ı kimse bilmez bu yola etme heves
Lâl olur dil bu arada bil ki katl olur nefes
Sen mukayyed Zât-ı Mutlak'tan sakın eyleme bahs
Fark'ı Cem'i anlamaktır bu muammâdan garaz
Biz ancak fark’ı cemi anlayacağız.
Cemden mana Allah’tır.