Page 196 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 196
Aşk ve Mahviyet 191
—Ben aydan aya orucumu açarım.
İbrahim Aleyhisselam nasıl bundan bu sözü işitiyorsa öyle bir taaccüp
ediyor ki, öyle bir hayrete düşüyor ki Allah’a karşı öyle bir mahcubiyet
duyuyor.
—Ne yapmışım ben, üç gün oruç tutmuşum da benim gibi daha var
mı, diye düşünmüşüm.
Âbid ile sohbet, muhabbet ediyor. Oradan çıkıp gidiyor. Fakat âbide
soruyor,
—Senden daha üstün bir âbid var mı?
—Vardır. İşte bu istikamete gideceksin, sana bir âbid rastlar. O,
benden çok üstündür ki o altmış günde bir oruç açar, diyor.
Gidiyor, az gidiyor, çok gidiyor neyse ona da ulaşıyor. Selam verince
âbide, o da selamını alıp secdeye kapanıyor. O da aynen,
—Rabbimin ihsanına şükürler olsun, bugün iftarımın gününde bana
konuk gönderdi.
Ona da soruyor,
—Ya âbid diyor sen kaç günde orucunu açıyorsun ki? Diyor,
—Ben altmış günde orucumu açarım.
İbrahim Aleyhisselam daha çok büyük hayrete, taaccübe düşüyor.
Birinci âbidin gıdası neymiş? Çölde ne yiyor, ne içiyor? Su yok,
yiyecek bir şey yok, yeşillik yok, canlı bir şey yok.
Ne yiyormuş? Kaldırıyor ellerini, İbrahim Aleyhisselam misafiri ya, hal
hatır ettikten sonra ellerini kaldırıyor bir dua ediyor. Cenabı Hak bir
maide gönderiyor. Gaipten bir sofra yemek geliyor, yiyorlar sıcak
buharlı yemek.
İkinci âbid de bir ahu varmış, geyik, ona bir işaret ediyor. O da büryan
olup gelip yiyorlar. Ona soruyor,
—Senden daha üstün bir âbid var mı?
Onunla sohbet, muhabbet ettikten sonra,
—Vardır. İşte denizin kenarına gidince (Kızıldeniz oluyor, Cidde’nin
yakınındaki Şat Denizi) orada bir âbid vardır. O benden çok üstündür,
o doksan günde bir oruç açar, diyor.