Page 121 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 121

Tasarruf                                                109

                                Mustafa Tuğlu
            Efendim Erzincan’dan Ankara’ya gelip Mazhar Gürgen Bayatlı
          Bey’in Bahçelievler’deki evini teşriflerinin ilk akşamı Fehmi Ku-
          yumcu Ağabey 15-20 kişilik bir ihvan topluluğuyla birlikte beni de
          çağırdı. Türk edebiyatına damga vuran ve “Yedi Güzel Adam” diye
          anılan kişilerden Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Cahit Zarifoğlu
          gibi şair ve yazarlarımız da bunların arasında bulunuyorlardı. Ertesi
          gün Cahit Zarifoğlu bana:
              ˗  Mustafa, çok mutluyum.
          dedi. Ben:
              ˗  Hayırdır Ağabey!
          deyince, o da:
              ˗  Mavera dergisinin ilk dört sayısından İngilizce özel bir sayı
                 hazırlayıp dünyanın sayılı kütüphane veya kişilerine gön-
                 dermeyi planlıyordum. Efendim’e de danışmak istiyordum.
                 Dün akşam Efendim’e bu hususu henüz arz etmeden önce
                 bana benim duyacağım kadar bir sesle “Allah sesinizi Mağ-
                 rip’ten Maşrık’a kadar duyursun.” buyurdu.
          dedi. Daha sonra biz Cahit Zarifoğlu Ağabey’in “Başım Eğik Dilim
          Kapalı Gözler” şiirinde bu anısını işlediğini gördük:
            Eğer dualanmasaydı sesimiz
            Eğer yaradandan o güzel ağız
            Açık ve seçik dilemesiydi
            Demeseydi Allah sesinizi Mağrip’ten Maşrık’a kadar duyursun
            Düşünmezdim üzerinde
            Binmezdim deli deli koşan küheylana
            Cahit Zarifoğlu âşık meşrepli bir ağabeyimizdi. Hatme-i Hace’yi
          anlatan “Zahmet Vakti” şiiri de mürşidine bağlılığının bir gösterge-
          sidir:
            Ağıt güzel vakitlerindendir
            “Estağfirullaaaaah” ve işte böyle uzatarak
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126