Page 141 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 141
Tasarruf 129
˗ Hastaneye gittin mi? Şahin Bey’i gördün mü?
buyurdu. Biz:
˗ Evet, gördük.
deyince, Efendim Hazretleri celallenerek:
˗ Şahin Bey’in durumunu görüp de abdesti bozulanlar oluyor.
Fakat Şahin Bey makam atlıyor, makam! Öyle söyleyenler
bunu idrak edemiyorlar.
buyurdu. Hastanede bu sözü söyleyen ihvan o esnada tam karşı-
mızda oturuyordu. Onun yüzü kıpkırmızı olmuştu ve mahcup bir şe-
kilde kafasını yerden kaldıramıyordu. Mübarek, benzeri şekilde
noksanlarımızı ikmal ediyordu.
***
Efendim suyu çok severdi, Ereğli’ye bir teşrifinde Efendim’le
beraber İvriz’e (Ereğli’de bir kaynak suyu mahali) gittik. İhvanlar
gitmeden evvel bir şeyler hazırlamışlardı. İvriz suyunun çıktığı yere
giderken bir balık çiftliği vardı. “Efendim, suya insek (yukarıdan
doğru suyun dibine iniyorsun)! Burada balık çiftliği var, bakar mı-
yız?” dedim. “Bakalım Hocam” dedi. Aşağıya indik. Balık çiftlikleri
yapmışlar. Suların üzerinden geçtik, Efendim’in çok hoşuna gitti.
Efendim oradan hoşlanınca adamı çağırdım, “şuradan 20-25 adet
balık hazırla” dedim. Baktım, Efendim de arabalara doğru gidiyor.
Bu arada adam balıklara ağı atıyor, tuttuğu balıkların kimisini, orada
bir taşlık varmış, rastgele o taşlığın üstüne atıyormuş, kimisi de yere
düşmüyormuş. Efendim Hazretleri:
˗ Balıkları Hocam mı alıyor? Adama söyle, balıkları böyle at-
masın! Günah oluyor. Bu hayvanlar taşa geliyor, gözleri ya-
ralanır. Böyle almasın.”
demiş. Ben de adama:
˗ Kardeşim, balıkları taşlara atma! Hayvanlar yaralanır. Bak,
almam!
dedim. Sonra:
˗ Tamam, bu kadarı yeterli. Madem bunları çıkardın, onları
alalım!