Page 169 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 169
Tasarruf 157
diye başladı anlatmaya. Memleketinden uzun zaman ayrı kalıp geri
gelen birisinin eski günlerdeki hatıralarını mahallinde etrafı göstere-
rek sevinçle yad etmesi gibi bir duruma şahit oluyorduk. Bunun
hâlle alakası yoktu. Efendim’in öyle bir anlatışı vardı ki kesinlikle
nakil şeklinde değildi. Efendim sanki kendisi orada imiş ve o olay-
ları kendisi yaşamış gibi anlatıyordu. Resulullah demiyor, salavat
getirmiyor, “Peygamber Efendim’iz şöyle yapmıştı” demiyordu. Bu
yüzden Resulullah’la (sav) birlikte seyahat ediyor gibiydik.
Hava çok güzeldi. Arabada hiç bunalmıyorduk. Önce Eyüp Ağa-
bey bir gazel okudu. Daha onun gazeli bitmeden Efendim “Saadet
burcunun miftahı sensin ya Resulallah”tan başlayıp peş peşe gazel-
ler okumaya başladı. Mekke’ye çeşitli yaşanmışlıklarla vardık.
Kudüm tavafı, Arafat ve Müzdelife gibi hac vazifelerini her biri
ayrı detayda olacak şekilde sırasıyla yaptık, şeytanları taşladık. En
son şeytanı taşladıktan sonra, Efendim yolda giderken kaldırımın
kenarında oturan birisinin önünde durup selam verdi. Adam kafayı
kaldırdı, baktı, döndü ve kendine gelir gelmez saldırır gibi Efen-
dim’e sarıldı. Adam şaşkın bir vaziyette Efendim’in elini yüzünü
öpüyor ve sanki Efendim’in samimi arkadaşıymış gibi elini boynuna
koyuyordu. Daha sonra öğrendik ki Bayburtlu bir ihvanmış. Efen-
dim hacca gidiyor diye hacca gelmiş ve o güne kadar Efendim’i ara-
mış, fakat bulamamış. O gün orada kendince “Efendim için geldim.
Hac bitti, hâlâ bulamadım!” diye küsmüş, naz yapmış ve kaldırıma
oturmuş. Efendim kendisini zahiren göstererek bu ihvan Ağabeyi-
mizin gönlünü almış oldu.
***
Efendim Hazretleri 22 Mart 1996’da kalpten bypass ameliyatı
oldu. Aradan birkaç ay geçti. Efendim’in sağlığı hakkında Efrahim
Amca’dan, Hacı Anne’den bir şekilde bilgiler alıyoruz. Ancak Efen-
dim’i görmek istiyoruz ve ne yapsak ne etsek de Efendim’i ziyaret
etsek diye kıvranıyoruz. Bir gün gençlere:
˗ Ben İstanbul’a gideceğim, gelir misiniz?
dedim. Özay ile Hasan:
˗ Ağabey, yasak var.