Page 171 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 171
Tasarruf 159
˗ Şöyle bir gezmeye çıktım da, şu ağacın dalında buldum bun-
ları. Alın!
buyurdu. Biz de üç kişiydik. Hemen ben, Özay ve Hasan birer erik
aldık. Sonra Efendim hoş geldiniz veya başka bir şey demeden
dergâhın arka kapısına doğru yürümeye başladı. Biz de ne yapaca-
ğımızı bilemeden kendiliksiz peşine takıldık. Bizi dergâha götürdü.
Sonra içeride:
˗ Hoş gelmişiniz.
dedi.
˗ Eskisi gibi gelen giden olmuyor. Biz de çok üzülüyoruz. Ah-
met Efendi’ye söyleyeyim size bir yemek hazırlasın.
buyurdu. Biz:
˗ Yok Efendim, estağfurullah.
dedik. Ancak Efendim hemen görevliye seslendi. Dergâhta başka
kimse yoktu. İndik aşağıda yemeğimizi yedik, çayımızı içtik. Sonra
yavaşça üst kata çıktık. Hazret-i Pir oturuyor. Arkasındaki duvarın
üzerine “Yakın Görüşmek Yasak” yazılı bir kâğıt asılmış. Elimiz
göğsümüzde hafifçe eğilerek:
˗ Efendim Allaha ısmarladık.
diye müsaade istedik ve dergâhtan ayrıldık. Daha önce de söyledi-
ğim gibi bizim niyetimiz hakikaten bir tavaf yapıp geri dönmekti.
Fakat Efendim kerem etti ve kendisini zahiren ziyaret etmemizi ve
mübarek cemalini görmemizi nasib etti. Gönlümüz böylece rahatla-
mıştı ve memnun bir şekilde Ankara’ya döndük.
Mübarek rahmet ve şefkatinin tezahürüne mazhar etmişti.
***
Efendim İncek’te 1996 yılının yaz aylarının sonuna doğru bi-
rinde doktor tavsiyesi üzerine yürüyüş yapıyor. Sabahları erken sa-
atlerde İncek’in etrafındaki ara yollarda yürüyor, Tekke’ye geri ge-
liyor. Biz de arkasına takıldık, takip ediyoruz. Yaklaştık ve:
˗ Gelebilir miyiz Efendim?