Page 167 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 167
Tasarruf 155
etmeden önce Zafer Ağabey, Ertan ve nefsim yavaşça huzuruna so-
kulduk. Sadece görüşmek istiyorduk. Salonda kimse kalmamıştı.
Efendim’e rüyamı anlattım, mübarek tebessüm etti ve sonra:
˗ Beyim, İslam’ın şartı kimine üç, kimine beştir. Oruç, namaz
ve kelimeyi şahadet fakirlere, zekât ve Hac ise zenginlere
mahsus olan farzdır. Bunların sana da nasip olacağı himmet
olunmuş.
dedi. Ben de hemen:
˗ Efendim, ne olur beni hacca götür, sizinle hac yapmak isti-
yorum.
dedim. O tatlı tebessümünden sonra:
˗ Olur. Yalnız sen olur, fakat -Zafer Ağabey ile Ertan’ı işaret
ederek- onlar öğrenci, gidemezler. Biz ailecek bir turla gidi-
yoruz. Sen de bir şekilde gelirsin.
dedi. Araya başka konular kattı, bir şeyler anlattı. Yerinden kalkar-
ken bana dönerek:
˗ Dersini beş bine çıkar.
dedi ve sanki yaptığı rüya tabirini saklarcasına hanesine ayrıldı.
Aradan 3 yıl geçti. 1995 yılında Efendim’le birlikte hacca gitmek
nasip oldu. Uçakla Medine’ye giderken birlikte bulutları seyrediyo-
ruz. Yorganın üzerinde yüzüyor gibi eliyle işaret ediyor, gösteriyor.
Bulutlar üzerinde uçarken dedim:
˗ Efendim şu anda nerenin üzerindeyiz?
˗ Tebük Çölü.
diye cevap verdi. Hiçbir yer görünmüyordu, fakat kendisi de bazı
şeyleri saklamıyordu.
Bu esnada yanımıza bir grup alim geldi. Uçak Suudi Arabistan
uçağı olduğu için Arabistan’da ikameti olan şeyhler ve müridlerle
doluydu.
˗ Efendim, bize ikindi namazı kıldır.
dediler. Efendim de: