Page 166 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 166
154 Gülden Bülbüllere
˗ Ağabey, normal geldik, 100 km/s hızla!
dedik.
˗ Nasıl olur? Köyden çıktık. Mazhar Ağabey hiç durmadan
bastı gitti. Mazhar Ağabey’i yakalayacağım diye ben ekse-
riyetle 200 km/s hızla geldim. Doğru söyleyin, siz nasıl gel-
diniz?
diye sorusunu tekrarladı. Bunun üzerine Cihan:
˗ Ağabey, siz bir yere uğramadınız mı?
dedi. Mustafa Ağabey:
˗ Yok ya! Olamaz, mümkün değil. İncek’ten çıktık, hiç dur-
madık. Mazhar Ağabey çok bastı, biz de onu yakalayacağız
diye İncek’ten buraya kadar neredeyse hep 200 km/s hızla
geldik. Resmen arabada 8. vites aradım.
dedi.
Orada esrarengiz bir durum tecelli ettiğini, bizim için zamanın
durduğunu ve Efendim’in bize resmen Tayy-i mekân yaşatmış oldu-
ğunu anladık. Hakikaten zaman duruyor, yani kişileri başka bir za-
man dilimine alıyorlar. Hazret-i Pir’in tasarrufunun bir başka örne-
ğini de böylece yaşamış olduk.
***
Efendim’le sürekli beraber olmaya çalıştığımız 1991 sonbaha-
rında bir gece rüya gördüm. Rüya şöyleydi: “Olay bizim evde geçi-
yor ve Efendim’in sohbet ettiği odada ihvanlarla birlikte oturuyoruz.
Efendim’e sarılıp öpüyorum ve çok muhabbetli bir ortam var. Efen-
dim de bana diyor ki “Üçten beşe çık!”
Bu rüyayı gördükten sonra dersimde bir noksanlık yaptığım zan-
nına kapıldım. Ama ben zaten üç bin değil, beş bin ders çekmeye
çalışıyordum. Bu yüzden rüyada ne denilmek istendiğini anlamaya
uğraşsam da anlayamamıştım.
O günlerden birinde, akşam namazından sonra İncek Tek-
kesi’nde ihvanlar yemeğe ayrıldıktan sonra, Efendim hanesine teşrif