Page 233 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 233

Tasarruf                                                221

                                      ***
            1986 senesinde üç arkadaş Tepecik’te Efendim Hazretleri’ni zi-
          yarete gitmiştik. Tekke’ye vardığımızda Mübarek Efendim Hazret-
          leri bahçede odun kırıyor ve kırdığı odunları küçük küçük incelti-
          yordu. Bizi görünce:
              ˗  Gençler, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Benim sultanlarım,
                 gelin, bu işi halledin.
          dedi. Biz de;
              ˗  Başüstüne Efendim.
          deyip  odunları  kırmaya  başladık.  İstanbul  Fatih  semtinde  oturan
          Hacı Hüseyin Amcamız vardı. Çok hizmet ehli, güzel ve ihlaslı bir
          insandı. O da eline bir balta aldı ve bizimle birlikte odun kırmaya
          başladı. Efendim Hazretleri:
              ˗  Hacı Hüseyin! Hadi, biz gidip yukarı çıkalım. Gençler bu işi
                 halletsinler.  Biz  yukarıda  oturalım.  Onlar  da  işlerini  biti-
                 rince gelirler.
          buyurdu. Hacı Hüseyin Amca:
              ˗  Efendim, ne olursun ben de hizmet edeyim, ben de bir iki
                 odun kırayım!
          dedi. Efendim o laftan sonra hiçbir şey demedi ve oralarda biraz oya-
          landı. Sonra yanımıza gelip tekrar:
              ˗  Hacı Hüseyin! Hadi, biz yukarı gidelim.

          dedi. Hacı Hüseyin Amca nazlanarak:
              ˗  Efendim, ne olur ben biraz daha odun kırayım!
          dedi.  Efendim  yine  ses  etmedi.  Bahçede  biraz  daha  dolandıktan
          sonra yanımıza geldi ve:
              ˗  İyi o zaman, ben gidiyorum.

          buyurdu. Efendim bahçeden içeri girmek üzere sağ ayağını eşikten
          içeri attı, sol ayağı henüz arkadaydı. Tam bu sırada “Oyyy anam!”
          diye bir ses duyduk. Hepimiz sesin geldiği yöne dönüp baktık ki Hü-
          seyin Amca baltayı eline vurmuş. Mübarek geri döndü ve:
   228   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238