Page 283 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 283

Tasarruf                                                271

                                  Erdal Kaya
            Yıl 1990. Ders almadan önce tasavvuf kitapları okuyordum. O
          kitaplarda zamanın gavs-ı azamının kişinin hafızasını alabildiğini,
          silebildiğini  yazıyordu.  Erzurum’da  vekilden  ders  aldıktan  sonra
          İstanbul Tepecik’e Efendim’den ders almaya gittim. Ders alacaklara
          ders  verdikten  sonra  Hazret-i  Pir  bir  yere  gidecekti  ve  sırayla
          herkesle  görüşüyordu.  Ben  de  içimden  “Eğer  gavs-ı  azamsa
          hafızamı  siler”  diye  düşünüyordum.  Sıra  bana  gelince  adabı
          bilmediğim için Efendim’e sarılmaya çalıştım. Ancak Mübareğe üç
          kez sarılmaya kalktığım hâlde sanki boşluğa sarılır gibi oldum ve
          Efendim  bu  arada hafızamı  aldı.  Hafızam  ancak  bir  hafta  sonra
          yerine geldi.
                                      ***
            Yıl 1991. Ankara İncek Tekkesi yeni yapılmıştı ve biz de binanın
          çevresinde  bahçe  düzenlemesi  yapıyorduk.  Bu  amaçla  bahçedeki
          taşları çıkarıp dereye atıyorduk. Bahçede çok büyük bir taş vardı. Bu
          taşı çıkarmak için Hazret-i Pîr ile üç dört saat uğraştık. Efendim:
              ˗   Manilayı bastır beyim.
          diyordu, ben de bastırıp altına taş koyuyordum. Aynı işlemi tekrar
          tekrar  yaptık.  Büyük taş  diklenince  Efendim  Hazretleri  diğer
          ihvanları  çağırdı.  Kendisi  ellerini  beline  koydu  ve  bizi  izlemeye
          başladı. O koca taşı çukurdan zar zor çıkarıp duvarın ucuna kadar
          götürdük. Mübarek:
              ˗  Tamam, sizin işiniz bitti. Bundan sonrasını bana bırakın.
          buyurdu ve taşı duvardan aşağıya itekledi. Biz tek başına bu taşı
          nasıl döndürdü diye düşünürken Efendim kısık bir sesle:
              ˗  Lenin’in heykelini devirdik elhamdülillah!
          dedi. Biz taşı yuvarladığı hâlde böyle bir şey söylemesine bir anlam
          verememiştik. Ancak akşam ihvanlar gelince haberlerde tam da o
          saatte Lenin’in heykelinin devrildiğinin bildirildiğini öğrendik.
   278   279   280   281   282   283   284   285   286   287   288