Page 85 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 85
Tasarruf 73
dedi ve daha başka hiçbir şey söylemedi. Biz hiç konuşmuyoruz.
Efendim buyurdu ki:
˗ Gardaş, aşk bu işte! Aşk vurdu mu, karın içinde alır, gelir
buraya.
Orada bu yangınla sabahladık.
***
Bu akıl denilen nimet var ya, Efendim Hazretleri onu bende yok
etti. Aklım o oldu. Bildirirse biliyorum, bildirmezse bilmiyorum.
Hâlbuki benim mürşidim Abdurrahim Efendi değildi. O bana ders
vermedi.
Efendim’in göreve başladığı ilk zamanlarında ders almak için sı-
raya girdim. Bana sıra gelince Efendim, “Gardaş, sana vahiy mi
geldi, niye ders tazeliyorsun?” diye sordu. Ben, “Yok Efendim, va-
hiy gelmedi.” dedim. Efendim de, “Yok gardaş, bana da gelmedi.
Çekil kenara!” dedi ve dersimi vermedi. Benim mürşidim Paşam
Hazretleri, ama aklımı yakıp, kendini o aklımın yerine koyan Ab-
durrahim Efendim Hazretleri’dir. Onun için anlatılmıyor ki! Bildi-
rirse biliyorsun, bildirmiyorsa bilmiyorsun.
Abdurrahim Efendim böyle yakıyordu. “Ya Naim Efendi, nasıl-
sın?” dedi mi sanki bana benzini döküyor, üzerine kibriti veriyordu.
Onun zahiri Muhammed Aleyhisselam’ın nuru, hakikati Allah’ın
nuruydu. Nefsime, gönlüme öyle yaşattı. Daha gerisini anlamıyo-
rum. Efendim Hazretleri beni kendinde yok etti. Hâlbuki ondan ders
almadım, o da bana ders vermedi. Ama manen mürşidim Efendim
Hazretleri’ydi. O benim her şeyimdi.
Beni öyle bir hâle getirdi ki evladım ile herhangi bir Hristiyan’ın
evladı benim gönlümde aynı oldu. Aşk kapısını o açtı ve beni aşka
o düşürdü. Beni bu duruma o getirdi. Yani şimdi diyorum ki “Al-
lah’ım! Ahlaksız, ileri gelen kafirlere de hidayet et.”
Allah bu! Canım ciğerim gardaşım, kurbanın olayım. O aşk ka-
pısında sen yoksun. O var ya, canım ciğerim gardaşım, onu nasıl
anlatayım? Anlatamıyorum ki! Cüz-i akıl yok yerinde, o var. Sen
yok olacaksın ki sende “o” çıkacak.