Page 106 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 106
100 Gönlümüz Beraber
dedi. Beyefendi kanepede oturuyordu ve yaşı 45 civarında görünü-
yordu. Efendim:
˗ Siz suyu dağıtmaya devam edin, ben içeride onunla görüşe-
ceğim.
dedi ve beyefendiyi içeri odaya aldı. Ben de “Efendim Hazretleri
benimle muhatap oldu. Bana seslendi.” diye nasıl mutlu oldum! Ar-
tık büyük bir sevinçle su dağıtıyordum, keyfim yerine gelmişti.
Kendi kendime “Yola çıkmadan önce Efendim ağzıma bir parmak
bal çaldı” dedim. Az sonra Efendim’in sesi duyuldu:
˗ Mehmet Ali Bey gelsin!
Hemen sürahiyi birisine verdim ve içeri odaya girdim. İçe-
ride sonradan tanıştığımız beyefendi, önceden tanıdığım amcasının
oğlu ve bir delikanlı vardı, beyefendinin oğluymuş. Efendim:
˗ Beyim, sana memleketinden bir adres soracaktık.
dedi.
˗ Buyurun Efendim.
dedim. Efendim:
˗ Yaşar Bey müteahhitlik yapıyor. Onun adresi lazım oldu.
Beyimiz de müteahhitlik yaptı. Bunları bir araya getirmemiz
lazım. Seni “Bunları bir görüştür” diye çağırdım.
dedi. O odanın kenarında çantam ve içerisinde adres defterim vardı.
Telefon numarasını vermek için bir hamle yaptım. “Efendim, adres
defteri var.” deyip hemen adres defterini açtım. Efendim:
˗ Tamam, sonra verirsin. Şimdi otur.
dedi ve bana bir yer gösterdi. Diğerleri ayakta duruyorlardı. Efendim
bu sefer:
˗ Beyim seninle de oturup bir konuşamadık. Ne yaptın? Na-
sılsın? Anne, baban nasıl? Okulun nasıl gidiyor?
dedi. Bir haftadır oradaydım. Bırak bir şey sormayı, yüzüme bile
bakmamıştı. Şaşkınlıkla sadece:
˗ İyiyim Efendim.