Page 110 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 110
104 Gönlümüz Beraber
diye bekliyoruz. İkindi vakti oldu, hâlâ haber yok. Nihâyet haber
geldi. Ağabeyimizle birlikte hemen Efendim’in yanına gittik. Ağa-
beyimiz:
˗ Efendim, beni emretmişsiniz!
dedi. Sonra:
˗ Efendim, çay içtik, evdekiler tamam diyorlar.
dedi. Efendim de bana:
˗ Git annene babana selâm söyle. Bu iş bitti. İstemeye gelsin-
ler, dedi.
Nişan için Erzincan Yolculuğu
Efendim’le yaptığımız bu görüşmeden sonra akşam nama-
zını kıldım, otobüs saatim gelmişti. Müsaade alıp memlekete oto-
büsle döndüm. Hazırlandık, hediyelerimizi aldık. Birkaç gün sonra
6 Eylül 1992 Pazar günü annem, babam ve iki ablamla birlikte Murat
124’e binip Erzincan yoluna düştük. Sivas Şarkışla’da akrabamız
Polis Şevki Ağabey vardı. Onlarda mola verdik, bir gece orada kal-
dık. Ertesi sabah yola çıktık, Şarkışla’yı geçtikten sonra Petrol
Ofisi’nde İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Aydın Ağabey ile karşı-
laştık:
˗ Efendim sizi bekliyor.
dedi. Kendisi Erzincan’dan görev yerine dönüyormuş. Hatta Lori’de
teveccüh olmuş. Teveccühten sonra Mehmet Efendim tutturmuş
“Efendim gitme” diye. Efendim de:
˗ Düğün alayı geliyor. Biz Erzincan’a döneceğiz.
demiş. Düğün alayı dediği de biziz, bir araba gidiyoruz.
Neyse biz Erzincan’a vardık. Müstakbel kayınpederi
Tekke’de gördük. Biraz endişeliydi. Kolay değil! Tanımadıkları
adamlarız. Ben gayet keyifliyim. Sonra babam Tekke’ye girdi. Efen-
dim salondaymış. Yalnız görüşmüşler, kendi aralarında mütalaa
yapmışlar. Efendim kayınpederi de çağırdı, “tanışın, görüşün” dedi
ve kalkıp gitti. Babamla müstakbel kayınpeder biraz sohbet ettiler.