Page 107 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 107
Ruhumuz Beraber 101
diyebildim. Ama “Efendim benimle muhatap oluyor” diye öyle mut-
luydum ki... Ondan sonra:
˗ Mehmet Ali Bey üniversitede doktora yapıyor, asistandır.
Birinci yılında, derslerini tamamlamak üzere. Annesi, ba-
bası da çok muhabbetlidir. Tamam, siz aranızda konuşun.
dedi ve kalkıp gitti. Ben de hemen:
˗ Ağabey işte Yaşar Beyin telefonu. Benden selam söyleyin.
dedim. Baktım adamlar bir tuhaflar. Dediğimle de pek ilgilenmiyor-
lar. Ben de kâğıt kalem aldım, yazıyorum.
˗ Ben arar söylerim. Sizin telefonunuz neydi?
dedim.
˗ Tamam, teşekkür ederiz. Biz ararız.
dediler ve gittiler. Öyle sevinçliyim ki, “Efendim ben gitmeden hâl
hatır sordu. Demek ki benden ümit kesmemiş.” diye düşünüyordum.
Çıktım dışarı, yaktım sigarayı, kaldırımları sevinçle adımlıyorum. O
arada bir ağabey yanıma geldi:
˗ Hayırdır? Efendim seni niye içeri çağırdı?
dedi. Ben de anlattım:
˗ Adres sordu. Müteahhitlik yapan bir Ağabey’e lazımmış.
dedim. O da:
˗ O kişi akrabamdır. Şimdi müteahhitlik yapmıyor.
dedi ve başını sallayıp gitti. Sonradan öğrendim ki Efendim ilk önce
beyefendiye:
˗ Kızınız için iyi bir yer var. Babası emekli. Ailenin bir oğlu.
Üç kız kardeşi var. Üniversitede doktora yapıyor. Yakışıklı-
dır. Mehmet Ali Bey içeride. Kendisini seviyorum. Sözü-
müzden çıkmaz. Annesi babası da muhabbetliler.
demiş. Beyefendi de:
˗ Efendim, siz nasıl emrediyorsanız öyle olsun. Ama müsaade
ederseniz gençler de birbirini görsün.
demiş. Sonra oğlunu ve amcasının oğlunu odaya çağırmışlar, onlar
da konuşmaları dinlemişler. Daha sonra Efendim: