Page 154 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 154
148 Gönlümüz Beraber
veya yakınına otururdum. Neyse, saklana saklana arkalarda bir yere
oturdum.
Sohbet bitti, hatme okundu. Sular dağıtıldı Efendim ayağa
kalktı gidecek. Herkes ayağa kalktı. Ben de kalabalığın arkalarında
bir yerdeyim. Önümdeki kalabalıktan Efendim’in beni zahiren gör-
mesi mümkün değil. Bir baktım kalabalık yarılmaya başladı, ben çı-
kış kapısının ters tarafında arka köşedeyim. Efendim oraya, önüme
kadar geldi, Korkudan duvara yapıştım. Efendim:
˗ Beyim, senin okulun açık mı?
diye sordu.
˗ Kapalı Efendim.
dedim. Efendim tekrar:
˗ Yani okullar kapalı, ama Ankara’ya geldin?
dedi. O anda başımdan kaynar sular döküldü. Neredeyse düşüp ba-
yılacaktım. Başım öne eğik, cevap da veremiyorum. Sonra yavaşça:
˗ Evet Efendim.
dedim. Şöyle durdu ve:
˗ Annen, baban nasıl?
dedi.
˗ Himmetlerinizle iyiler. Ellerinizden öpüyorlar Efendim.
dedim. “Peki” dedi ve gitti. Bu suretle Efendim’in bana “Siyaset
yapma ve hiç kimseyi de aramıza sokma. Ancak aşka yasak olmaz.”
dediğini anlamış oldum.
Bunları aktardıktan sonra Ankara’da oturduğu hâlde “Ben
Çorumluyum” deyip Samsun’daki teveccühe katılmak isteyen
Uğur’a:
˗ Tamam mı Uğur? Evliyaullaha numara çekme. Mert ol:
“Aha da geliyorum, yasağını da çiğniyorum. Bu yolda da-
yağına da hazırım.” de. Yoksa “Çorumluyum, nüfus kâğı-
dım cebimde, gösteririm.” gibi yollara başvurma. Bak be-
nim başıma böyle bir hadise geldi, ben dersimi aldım.