Page 63 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 63

Ruhumuz Beraber                                          57

                 Yurtta Erzincanlı Ekrem isminde Nurcu bir arkadaşım vardı.
          Erzincan’a  olan  muhabbetimi  biliyordu,  ama  bir  türlü  ona  Efen-
          dim’den bahsedemiyordum. Hatta aynı odada kaldığımız Yunanis-
          tanlı Hasan ile Ekrem konuşurken Hasan Ekrem’e “İmam Hatiptey-
          ken bize velilerden bahsettiler. Acaba Türkiye’de velî var mı?” diye
          sormuş. Ekrem de bu soruyu bana sormalarını tavsiye etmiş. Hasan
          geldi ve aynı soruyu bana sordu. Ben de Hasan’a “Müsait olunca ben
          sana haber veririm” dedim.

                 Efendim Demetevler’i teşrif ettiğinde ona “İstersen gel, seni
          götüreyim.” dedim. Beraber gittik, sohbeti dinledik. Hasan’a “Ders
          almak ister misin?” diye sordum. Onun da Türkçesi zayıftı. Benim
          bu  sorumu  “Sohbet  dinleyecek  misin?”  şeklinde  anlamış!  Bana
          “olur”  dedi  ve  Efendim’in  önüne  oturdu.  Efendim  Hasan’la  ilgi-
          lendi. Ailesini sordu. Sonradan anladık ki ailesinde sorun varmış.

                 Hasan  benim  söylediğimi  doğru  anlayamadığı  için  Efen-
          dim’in elinden tutarken ders aldığından haberi yokmuş. Hatmeden
          sonra gece yurda vardık. Yurtta tövbe guslü aldırıp kimseyle konuş-
          turmadan Hasan’ı yatıracağız. Ama ne çare? Diğer taraftan bizim
          Demetevler’e gittiğimizi öğrenen Ekrem “Bana niye haber vermedi-
          ler!” diye üzülmüş. Ama bir şey de demiyor, ara koridorda bir yukarı
          çıkıyor bir aşağıya iniyordu. Hasan’ı bir şekilde banyoya soktuk.
          Ekrem bu sefer “çık dışarı” diye kapıya dayandı. Tövbe guslünden
          sonra Hasan’ı konuşturmasın ve Hasan da Ekrem’in sorularına ce-
          vap  vermesin  diye  Ekrem’i  zorla  kapıdan  uzaklaştırdım.  Hasan
          tövbe namazını kılıp ders adabını yerine getirdi ve yattı.

                 Aradan  aylar  geçti.  Ekrem  yazın  Erzincan’a  gideceğimi
          duymuş. “Ağabey seni Erzincan’da bulurum” dedi. Ben de hiçbir
          şey söylemedim. Annemlerle Erzincan’a vardığımız gün baktım ki
          Ekrem Tekke’de oturuyor. Efendim sormuş, o da “Okuldan Ağabe-
          yimizi  bekliyorum”  demiş.  Efendim’le  görüşmek  için  içeri  girdi-
          ğimde Ekrem’i salonda oturuyor görünce şaşırdım. Babamla birlikte
          Efendim’le görüştük. Mübarek babamla biraz görüştükten sonra sa-
          londan ayrıldı.
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68