Page 68 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 68
62 Gönlümüz Beraber
dedi ve ağaçların altına gitti. Tabii böylece oradakilere bir teneffüs
imkânı sağlamış oldu. Sonra geldi, bizimle beraber gelen kişiye:
˗ Beyim, senin vazifen vardır, gidebilirsin.
dedi. Adam boynunu büktü ve hiç seslenmedi. Efendim bana dö-
nüp:
˗ Mehmet Ali Bey, efendiyi iş yerine bırak da gel.
buyurdu.
˗ Baş üstüne Efendim.
dedim. Meğerse Ağabeyimiz polis memuruymuş, nöbeti varmış,
buna rağmen seslenmeden oturuyormuş. Bunu kendisini Erzincan’a
götürürken yolda öğrendim.
Kısaca Efendim’in bir gün evvelki hâli ile ertesi günkü hâli
arasında çok büyük bir değişiklik vardı.
Pişkidağlı Ahmet Efendi’yle Sohbet
1990 yılında Erzincan’a gerçekleştirdiğimiz bu ziyareti-
mizde eski Tekke’de Beşir Efendim ve Paşam zamanından kalan ih-
vanları da tanıma imkânımız oldu. Bunlardan birisi Pişkidağlı Ah-
met Efendidir.
Pîri Sami Hazretleri Pişkidağlı Ahmet Efendi’nin ismini an-
nesinin kucağındayken koymuş. Fakat kendisi Beşir Hazretleri’nden
ders almış, daha sonra Paşam Hazretleri’ne ihvanlık yapmış. Efen-
dim’in hilafetinde ise şahit olarak yazılmış. Eski ihvanlardan “Ah-
met Efendi keramet ehli, kalp gözü açık bir büyüğümüzdür” diye de
işitmiştik.
Pîri fani olan Ahmet Efendi’yi ilk gördüğümüz gün Efendim
Tekke’de salona döşenmiş olan bir halının kenarını düzgünce kese-
rek yerine yerleştiriyordu. Efendim işini bitirdikten sonra salondan
ayrıldı. Hatırladığım kadarıyla Muharrem Efe Efendi de oradaydı.
Kendi aralarında “Efendi halıyı keserek düzeltirken, acaba dünyanın
neresinde nasıl bir işlem yapmıştır?” diye konuştuklarına da şahit
oldum.