Page 70 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 70
64 Gönlümüz Beraber
“hem denize de gireriz” demişti. Onu kıramamıştık. Erzincan dö-
nüşü Zafer Ağabey’le Antalya’ya gitme planımızın içerisinde denize
gitmek de vardı. Bunun üzerine:
˗ Efendim, bu yola lâyık değilim. Sürekli hata işliyorum,
sonra buralara gelmeye yüzüm olmuyor. Ne yapayım?
dedim.
˗ Olur mu beyim! Siz ihlasınızı muhafaza edin. Hem Cenab-ı
Hak rahmetiyle sizin hatalarınızı setreder, kimseye bildir-
mez. Bu kapıdan ayağınızı kesmeyin. Onlar sizi yetiştirirler.
dedi. “Beşir Hazretleri’nden anlatır mısın?” dedim.
˗ Ah sultanım! Mürşid-i sakaleyndi, zamanın kutbuydu, her
şeyimizdi.
dedi. Sonra:
˗ Abdurrahim Efendim’in gençliği, bu yoldaki hâli nasıldı?
Gördüklerinizden anlatabilir misiniz?
dedim.
˗ Abdurrahim Efendi sabâvetinde emanetle gelmiş olan büyü-
ğümüzdür. Bizim köyümüz Keleriç’e yakındır. Kayınpederi
bizim köylüdür. O da Beşir Efendim’in âşıklısıydı. Abdur-
rahim Efendim Beşir Efendim’in torunudur. Kendisine tam
teslim oldukça onu daha iyi anlayacaksınız.
buyurdu. Sohbetimiz bu minvalde aşağı yukarı 2,5 saat sürdü. Za-
man nasıl geçti bilemedim. Salona da kimse gelmedi, sadece ikimiz
vardık.
Sonra Efendim salonu teşrif etti. Oturduğu makam eski tek-
kenin salonunda yer alan, yönü doğuya, sağ tarafı kıbleye doğru ba-
kan, yüzü kırmızı kumaşla kaplı, hafifçe yüksek bir kaideydi. Mü-
barek oturdu, hemen sağına da Ahmet Efendi oturdu. Onun sağına
da ben oturdum. Çünkü Efendim teşrif etmeden önce biz orada soh-
bet ediyorduk.
İhvanlar Efendim’in salonu teşrif ettiğini haber alınca sa-
lona girmeye başladılar. Bu kadar sohbetin üzerine Efendim’i gö-
rünce muhabbetim taştı ve Ahmet Efendi’nin kulağına yavaşça,