Page 71 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 71
Ruhumuz Beraber 65
˗ Efendim, gördün gördün de böylesini gördün mü?
diye haddimi aşan bir cümle sarf ettim. Bu sözü Pîri Sami Efendi’nin
ismini koyduğu, Beşir Efendi’den ders almış, Paşam Hazretleriyle
ihvan kardeş olmuş, Efendim’in hilafet şahidi olmuş, -o zaman bil-
miyorduk ama- Avni Efendim’i de tanımış, yani neredeyse beş mür-
şid görmüş birisine söylemiştim. O da benim kulağıma doğru eğildi:
˗ Çok güzel! Bunu muhafaza et.
dedi. Bu arada kafamı kaldırdım. Efendim öne doğru eğilmiş, bu-
lunduğumuz yöne doğru dönmüş ve kaşları çatık bir vaziyette bana
baktı. Sanki “şımarıklık yapma” der gibiydi. Ben de mahcup oldum,
hemen kafamı öne eğip göğsüme yasladım.
Mübarek uzun yaşadı. Bazı ihvanların ömür sürelerinin ken-
dilerine bırakıldığını, onların ruhlarını istedikleri zaman teslim et-
tiklerini, Pişkidağlı Ahmet Efendi’nin de onlardan birisi olduğunu
işitmiştik. Yıllar sonra Bursa’da çocuklarının yanında iken sevgili-
sine kavuştuğu haberini aldık.
Tarikatı taş fırında pişerek yaşamış ve yetiştirilmiş olan bu
mübarekler bizim gibi Cumhuriyet müridlerine tarif edilemez örnek
teşkil ediyorlardı.
Erzincan Tekke İnşaatı ve Sünnet Düğünü
Erzincan’daki ikinci tekke inşaatının temeli 4 Ağustos
1991’de kepçelerle kazılmaya başlandı. Biz de ihvanlar olarak gün
boyunca inşaatta çalışmaya gayret gösterdik. Sadece namaz ve hat-
meler için eski tekkeye gidiyor, daha sonra hemen inşaata geçiyor-
duk. O kadar çok muhabbetliydik ki akşamları seyyar lamba kuru-
luyor, gazeller okunuyor ve yaz günü ihvanların getirdikleri karpuz-
ları kesip yiyorduk. Öyle yoruluyorduk ki hatmede sadece Estağfu-
rullah nidasını duyuyor ve sonra sızıp kalıyorduk.
O günlerde Erzincanlı bir Ağabeyimizin Efendim’i sünnet
düğününe davet ettiğini duyduk. “Biz de gelebilir miyiz?” diye davet
sahibinden izin istedik. 3-5 genç varız. Ağabeyimiz:
˗ Olur, ama arabam bir tane!